SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
YÜCEL SEÇKİNER'İN ANISINA....Seçkiner'i 1 yıl önce bugün kaybetmiştik. Ankara Spor Basını’nın Yücel Abisi, tam bir gazeteci dostuydu. Sorduğumuz her soruya, elinden geldiğince cevap verir, bizlerin adeta habersiz kalmamamız için yardımcı olurdu...
YÜCEL SEÇKİNER VE
EŞEKTEN DÜŞEN FUTBOLCU!.. Bundan bir yıl önce bugün (24.Haziran 2019) aramızdan ayrılan Yücel Seçkiner, 83 yaşındaydı… Seçkiner, Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü, Kredi ve Yurtlar Genel Müdürlüğü, Spordan Sorumlu Devlet Bakanlığı, TBMM İdari Amirliği gibi görevlerde bulundu. “Uçan Teğmen” lakabıyla da anılan ve 35 kez milli sporcu olan Seçkiner, 22 spor branşında hakemlik ve antrenörlük belgesine sahipti. Tam bir spor adamıydı… Seçkiner’in Atletimizi Yaşatanlar ve Sporda Genel Bilgiler adlı eserleri de bulunuyor… Ankara Spor Basını’nın “Yücel Abisi”, tam bir gazeteci dostuydu. Sorduğumuz her soruya, elinden geldiğince cevap verir, bizlerin adeta “habersiz kalmamamız için” yardımcı olurdu. Yaz ayları genelde “Transfer haberlerinin” gözde olduğu zamanlardı. Hemen her gazetenin spor sayfalarında “Transfer bombaları” patlatılırdı. Kimse alınmasın ama yazılanların büyük çoğunluğu asparagas haberlerdi… Neredeyse bu, gelenekselleşmişti… Bab-ı Ali, bu haberlerle tam anlamıyla günü kurtarırdı! Bizler de Başkent’te sıkıntı çekerdik; haber bulmakta… İşte o günlerden birinde Beden terbiyesi genel müdürlüğüne gittim. Çok sıcaktı. Teşkilatta bir sessizlik hakimdi. Herkes bunalmış, neredeyse yarı uykulu haldeydi. 6.kata Yücel abinin makamına çıktım. Çay kahve faslından sonra, aklıma nereden geldiyse “Abi, bu takımlardaki yabancı sayısını artırmayı düşünüyor musunuz? Her takımda sadece iki oyuncu yeterli mi sizce” diye sordum. Birden çok ciddileşti… “Doğru söyle, sen bunu nereden öğrendin?” diyerek önündeki evrakları hızla çekmecesine koydu… “Neyi öğrenmişim abi?” diye soracak oldum… “Neyi olacak? Ortada fol yok, yumurta yok. Senin aklına niye yabancı sayısı gelsin? Bir şeyler biliyorsun ki, sordun” dedi. O anda kafamda şimşekler çaktı. Haber karşımda duruyordu. Diyaloğumuz sürdü: “Kaç oldu abi sayı?” “Daha kesinleşmedi.” “Galiba 3 değil mi?” “Çık… Çık…” “Nasıl yani? Senelerdir kulüpler sayı artsın diye çırpınıp duruyor… Teşkilat önce 1, sonra da zorla 2 yabancıya izin verdi. Şimdi ne oldu ki?” “Başbakanımız Turgut beye kulüp başkanları çok ricacı olmuşlar. Hatta Semra hanımı bile devreye sokmuşlar. Bakan İsmet Özarslan ve beni çağırdı ve bize çözün bu işi dedi...” “Abi herşeyi söyledin, sayıyı söylemedin!” “Dört... Dört oldu…” İzin isteyip hemen ayrıldım… Genel müdürlüğün merdivenlerinden nasıl indiğimi hatırlamıyorum. Taksiye atlayıp soluğu gazetede aldım. Hemen müdürümüz Necmi Tanyolaç’ı aradım. “Gerçekten mi, bu bomba haber yahu” dediğinde anladım ki, haber manşet olacak! “Yusuf kimseye söz etme haberden… Bunu taşraya kullanmayız. Kimse uyanmasın… Şehir içlerine büyük veririz” dedi Necmi Abi.. Gerçekten ertesi sabah 9 sütuna manşetten verilmişti haber… Çok sevinmiştim. “Peki, taşraya giden gazetede manşet olan haber neydi?” diye soracak olursanız… O dönemlerde üç büyükler genelde Kızılcahamam’da kamp yapardı. Fenerbahçe’nin sabah antrenmanından sonra eğlenmek amaçlı eşeğe binen Cemil Turan düşmüş, bileğini burkmuş… Haber kıtlığında, hemen atlamışlar üzerine… Anadolu’ya giden gazetenin manşetinde şöyle yazıyordu: “Eşekten düşen Cemil, bileğini burktu!..”
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|