SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
KAYBETMEYİ BİLMEYEN ADAM!Naim Süleymanoğlu’nu yitireli bir yıl oldu. Büyük şampiyon artık anılarıyla yaşıyor. Halterde adını 'Altın harflerle yazdıran' dünyanın en önemli sporculardan biriydi. Naim’in Türk sporuna katkıları yazmakla bitmez. Hem büyük bir sporcuydu hem de tertemiz yürekli bir insan. İnanıyorum ki, şu anki mekanı cennettir…
KAYBETMEYİ BİLMEYEN ADAM!
Naim Süleymanoğlu’nu yitireli bir yıl oldu…
Büyük şampiyon artık anılarıyla yaşıyor!
Halterde adını “Altın harflerle yazdıran” dünyanın en önemli sporculardan biriydi…
Naim’in Türk sporuna katkıları yazmakla bitmez!
Hem büyük bir sporcuydu; hem de tertemiz yürekli bir insan!
İnanıyorum ki, şu anki mekanı cennettir…
* * *
Naim Süleymanoğlu, Bulgaristan'daki baskılardan kurtulmak ve Türkiye adına müsabakalara katılmak için 1986'da Melbourne'de düzenlenen Dünya Halter Şampiyonası'nda büyükelçiliğimize sığınarak Türkiye'ye iltica etmişti.
Türkiye'ye getirilmesinde bizzat dönemin Başbakanı Turgut Özal’ın devreye girdiği herkesçe bilinir…
Naim, Cardiff’te Türkiye adına ay yıldızlı formayla katıldığı Avrupa Halter Şampiyonası'nda üç altın madalya kazandı. Bunun yanında 60 kilo koparmada 200 kilo kaldırarak dünya rekorunu kırdı. Tüm ülkelerin gözü artık onun üzerindeydi!.. Naim Süleymanoğlu, o yıl ABD Başkanı Ronald Reagan tarafından Beyaz Saray'a davet edildi…
Rekortmen heltercimiz, 1988 Seul Olimpiyatlarına hasta gitti. Olimpiyatlar öncesinde sarılık olan Süleymanoğlu'na, İran'dan getirilen bir doktor tarafından iki ay tedavi uygulandı. Türkiye adına yarıştığı ilk olimpiyat olan 1988 Seul Olimpiyatları’nda 60 kiloda yarıştı. Koparma ve silkmede 6 dünya, 9 olimpiyat rekoru kırdı. 342.5 kilo kaldırarak altın madalya kazandı.
1992 Barcelona Olimpiyatları'nda da rakiplerini çok rahat geçerek altın madalya kazandı. Koparmada 142.5, silkmede 177.5 kiloyla toplamda 320 kilo kaldırarak olimpiyat şampiyonu ünvanını korudu. Aynı sene Uluslararası Halter Basın Komisyonu tarafından "Dünyanın En İyi Sporcusu" seçildi.
1996 Atlanta Olimpiyatlarında da yine Naim Süleymanoğlu fırtınası vardı. 64 kiloda kendisine ait olan rekoru kırarak, 29 yaşında üçüncü olimpiyat altınını kazandı.
Olimpiyatlara yeniden katılması ve 4.kez olimpiyat şampiyonu olması isteniyordu.
Özellikle siyasiler spor teşkilatına bu konuda baskı yaptılar.
Naim’in yeni bir başarısını lehlerine kullanmak istiyorlardı!
Cep herkülü sonunda mecbur kaldı!..
33 yaşında gittiği ve sakatlığının da etkisiyle sıfır çektiği 2000 Sydney Olimpiyatları'ndan sonra emekli oldu!
Ve bundan sonra mutlu olduğu pek söylenemez!
* * *
Naim, hem çok iyi bir sporcu, hem de çok iyi bir insandı…
Kalbinin temizliği, güzelliği yüzüne yansımıştı zaten…
Dünyanın en büyük sporcusu unvanı onun mütevazılığını yok etmemişti.
Böbürlendiğine, başarılarını ballandıra ballandıra anlattığına hiç tanık olmadık…
Bizler onu överken, onun yüzü kızarırdı…
Haza beyefendi biriydi…
Türkiye Spor Yazarları Ankara şubesine sık sık gelir; bizlerle gofretine “okey” oynardı!
Kazanmak özünde olduğu için okeyde de kaybetmeye tahammülü yoktu…
Hırslı oynardı!
Karşısındaki okey partneri onun kadar hırslı olmayınca, biraz sinirlenir ama bunu açıkça belli etmezdi…
Bu nedenle eşli oynamayı sevmezdi!
Tek tabancaydı!
Bir şey hep aklımda kalmıştır.
Naim, derneğe ne zaman gelse ortamı bir “pozitif enerji” kaplardı…
İçindeki sıcaklığı, sevgiyi, güzelliği dışarıya yansıtırdı…
Bu ülkeye çok şeyler verdi.
Milyonlarca insanı başarılarıyla mutlu etti, sevinçten ağlattı.
Halter sporunun Türkiye’de patlama yapmasında en büyük rolü o oynadı.
Türkiye’nin tanıtımına çok büyük katkısı oldu.
Bazılarının zaman zaman dedikodu yaparak, “kendine bakmadı”, “içkiye düşkündü”, “parasını çar-çur etti” gibi yavan ve yakışıksız sözleri, bu büyük şampiyonu asla küçültmez, küçültemez!
Densizlik etmenin alemi yok!
“Cep Herkülünü” karalamak, kimsenin hakkı da, haddi de olamaz!...
Gerçek şu ki; Süleymanoğlu’na, aktif sporculuk hayatından sonra ulusça yeterince sahip çıkamadık…
Onu yeterince anlayamadık…
Şimdi yapılacak tek şey; bu müthiş sporcunun anısına saygı duymak, onun büyük sporcu kimliğini, insanlığını korumak, kollamaktır.
Unutmayınız; Naim’ler kolay yetişmiyor!
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|