SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
DEVŞİRME SÖZÜNE İSYAN!..Gençlik Spor Dergisi, Milli forma altında ter döken Elvan Abeylegesse, Natalia Nasaridze, Lara Sanders, Ali Kaya, İlham Tanui Özbilen ve Natalia Hanikoğlu ile devşirme sporcu olma ve ay-yıldızlı bayrağı uluslararası arenada taşıma sürecini masaya yatırdı. Ülkemizde 6 bin 500 lisanslı devşirme sporcu bulunuyor...
Dünyanın her ülkesinde görülen devşirme sporcu yönteminin örnekleri ülkemizde de var. Türkiye'de yaklaşık 6 bin 500 lisanslı devşirme sporcu bulunuyor ve bu sporculardan 800’e yakını faal spor hayatına devam ediyor. Dünyada genel itibariyle 14 ülkenin etkin bir şekilde faydalandığı bu sistemi kendi tabirleriyle: ‘Devşirme değil, Türk sporculardan’ dinledik…
"77 Milyonun Temsilciyim ve Başarımı Onlarla Paylaşıyorum" Elvan Abeylegesse… Hiç şüphesiz ki birçoğumuzun ismini işittiğimizde gurur duyduğumuz bir isim. Türk atletizmine olimpiyatlardaki ilk gümüş madalya kazandıran, Türkiye ve Avrupa rekoru sahibi Etiyopya asıllı milli orta ve uzun mesafe koşucumuz. Türk vatandaşı olduğundan itibaren ülkemizin asli unsuru olduğuna ve hemen bayrağımızı benimsediğini anlatan Elvan, elde ettiği her başarının ülkemizin tanıtımında büyük bir etkisi olduğuna ve aynı zamanda genç sporcular için de örnek teşkil ettiğine inanıyor. Milli formayı giydiğinde kendisini 77 milyonun temsilcisi olarak gördüğünü ve elde edilen başarısını milyonlarla paylaşmanın onur verici olduğunu belirten Elvan Abeylegesse, “İçerisinde bulunduğumuz dönemde çok sayıda yabancı sporcu milli formayı giyiyor. Bu genç sporculara tavsiyem çok çalışmaları ve başarıya odaklanmaları yönünde” şeklinde konuştu. “Askere de Gideceğim” Kenya asıllı Milli uzun mesafe koşucumuz Ali Kaya, doğduğu köyde amatör bir sporcuyken keşfedildiğini ve ilk profesyonel yarışlarına ülkemizde ay yıldızlı formayla çıktığını anlattı. Kaya, Türkiye’de askerlik görevini yerine getirmek istediğini ve kendisini devşirme değil Türkiye’de yeniden doğan ‘Ali Kaya’ olarak gördüğünü söyledi. 2013 Avrupa Gençler Şampiyonası’nda Kros, 5.000 ve 10.000 metre dallarında şampiyon olan ve bu üçlemeyi tarihte yapan ilk sporcu unvanını kazanan Kaya, 2014 Avrupa Şampiyonası’nda da 10.000 metrede üçüncü olarak bu dereceyi elde eden en genç sporcu oldu. Milli formayı her giydiğinde çok mutlu olduğunu ve kendisine kucak açan ülkemizin bayrağını en yüksek noktalara taşımak istediğini dile getiren Ali Kaya, terinin son damlasına kadar milli forma için savaşacağını söyledi. “Devşirme Değil, Yurtdışı Doğumlu Bir Türk Sporcuyum” Kenya asıllı Milli orta mesafe koşucumuz İlham Tanui Özbilen, ilk olarak kendisini devşirme olarak değil yurtdışı doğumlu bir Türk sporcu olarak tanımladığına dikkati çekiyor. Herhangi bir baskı altında kalmadan ülkemize hizmet etmek için Türk vatandaşı olduğunu söyleyen Özbilen, özellikle Türkiye’de düzenlenen spor organizasyonlarında adeta ‘tüylerinin diken diken olduğunu’ anlattı. Türk vatandaşlığına geçiş sürecinde önemli bir rol oynayan Önder Özbilen’in kendisine Türk olmayı günlerce anlattığını ifade eden İlham Tanui Özbilen “Milli bayrağımızdaki kırmızı rengin, onun için canını feda eden şehitlerimizin kanı olduğunu bilerek geldim. Bu formayı taşımanın nasıl bir sorumluluk gerektirdiğini anladım. Belki her zaman başarılı olamayabilirim ancak her zaman ülkeme saygı ve disiplin içinde sporumu yapacağım” dedi. 2012 Dünya Salon Şampiyonası’nda ikinci, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları’nda finalist, 2013 Akdeniz Oyunları’nda 800 ve 1.500 metrede şampiyon, 2013 Avrupa Salon Şampiyonası’nda ikinci olan İlham Tanui Özbilen, doğduğu ülkeye karşı sık sık yarıştığını ama onları sadece rakip olarak gördüğünü de vurguladı. “Türkiye Kapılarını Bana Açtı ve Rüyalarımı Gerçekleştirdim” Gürcü asıllı Milli okçumuz Natalia Nasaridze, Prof. Dr. Uğur Erdener'in teklifiyle Türkiye'ye gelen ve bir yıl sonra Türk vatandaşı olan bir isim. Nasaridze o yılları şöyle anlatıyor: “Sovyet’ler yaşanan sıkıntılar Milli takımımıza da yansımıştı. Sovyetler Milli Takımı dağılınca, büyük hayaller kurduğum okçuluktan kopacağımı düşündüm. Fakat öyle olmadı. Türkiye kapılarını bana açarak, imdadıma yetişti ve bu topraklarda rüyalarımı gerçekleştirdiğim bir spor kariyerine imza attım.” Milli takım formasıyla çıktığı ilk karşılaşmalarda büyük bir heyecan yaşadığını ve o zaman yaşadıklarını şu an bile tarif edemediğini dile getiren Nasaridze, takım arkadaşlarının kendisine büyük kolaylık sağladığını ve Türkçe’yi da kamp yaşamında öğrendiğini söyledi. Çok sayıda uluslararası spor organizasyonuna katılan Nasaridze, 1995 ve 1997’deki Dünya Şampiyonaları’nda üçüncü, 1996’da Avrupa Şampiyonası ve Akdeniz Oyunları’nda birinci, 2000’de Avrupa Şampiyonası ve Avrupa Salon Şampiyonası’nda ise şampiyon oldu. Milli sporcu ayrıca Avrupa rekoru kırdığı 1995 ve 1998 Grand Prix turnuvalarında aldığı 1354 puan ile Türk okçuluk tarihine de adını altın harflerle yazdırdı. Eski takım arkadaşlarıyla uluslararası organizasyonlarda karşı karşıya geldiğini anlatan Natalia Nasaridze, “Bu gibi durumlarda profesyonelliği elden bırakmıyordum. Müsabaka öncesi çizginin gerisindeyken arkadaş olduğumuz için hasret gideriyor, çizgiye geldiğimizde ise sadece rakip olarak birbirimize bakıyorduk” dedi. “Rusya’ya Karşı Oynamak Benim İçin İnanılmazdı” Rus asıllı Milli voleybolcumuz Natalia Hanikoğlu, 2003 Avrupa Voleybol Şampiyonası’nda ikincilik heyecanı yaşayan kadroda yer alan bir isim. Spora adım attığı ilk yıllarda Rus Milli Takımı’nın formasını giyen, sonrasında Kocaelispor’a transfer olan ve Türk Milli Takım formasıyla buluşan Hanikoğlu, o süreci şöyle anlatıyor: “Türkiye’ye geldiğim andan itibaren sıcak bir ortamla karşılaştım. Hiç yabancılık çekmediğimi de söyleyebilirim. Bunun sonrasında Milli Takım, tek kişilik devşirme sporcu kontenjanını benden yana kullandı ve başarı dolu bir spor serüveninde yer aldım.” Rus Milli Takımı’nın ‘yenilmez’ olduğu bir dönemde 2003 yılındaki şampiyonada Milli formayla Rusya’ya karşı oynadığını ifade eden Hanikoğlu, “O maç benim için gerçekten inanılmazdı. Tamamen maça konsantre olarak mücadele ettim. Ve 3-1’lik önemli bir galibiyet aldık. Ama çocuklarıma anlatacağım bir anı olmuştu bu karşılaşma” şeklinde konuştu. “Devşirme Yöntemi Milli Takımlara Fayda Sağlıyor” ABD asıllı Lara Sanders, A Milli Kadın Basketbol Takımımız ile 2014 FIBA Kadınlar Dünya Şampiyonası’nda ter döküyor. Türk vatandaşı olmadan önce ülkemizde 3 sene oynadığını ve kolaylıkla Milli formayla buluştuğunu dile getiren Sanders, “Birçok Avrupa ülkesinde devşirme yöntemiyle sporcular yaşadıkları ülkenin milli formasıyla buluşabiliyor. Bence takımda devşirme oyuncuya sahip olmak, Milli takıma fayda sağlayacak bir husus” şeklinde konuştu. Türkiye için mücadele etmenin kendisini harika hissettirdiğini ve şampiyona kapsamında tribünlerin yoğun ilgisine bağlı olarak doğduğu ülkede oynuyormuş gibi düşündüğünü ifade eden Sanders, şöyle devam etti: “Bana ülkemizi temsil etme fırsatı sağlandığı için minnettarım. Çünkü herkes beni büyük bir sıcaklıkla benimsedi. Örneğin doğup büyüdüğüm Amerika’ya karşı mücadele etmek zorunda kalsaydım bu durum beni rahatsız etmezdi. Ben Türküm ve Türkiye için oynuyorum.” “Turist Gibi Ülkemize Gelen Sporcular Yetiştirmiyoruz” Çeşitli ülkelerde sporcuların keşfedilmesi ve devşirme yöntemiyle milli takımımızda forma şansı bulmasını sağlayan Önder Özbilen, sporcuların ülkemizi tanıyıp, sevmesinin ilk koşul olduğunun altını çizdi. Elvan Abeylegesse, Ali Kaya ve İlham Tanui Özbilen gibi sporcuların milli formayı giymelerini sağlayan Özbilen, sporcuların aileleriyle de yakın temasta bulunduğunu ve bayrağımızın değerini onlara da anlattığını vurguladı. Özbilen, “Turist gibi müsabakadan müsabakaya formamızı giyen bir sporcu değil, aksine örf ve adetlerimizi bilen sporcular yetiştirmeye önem gösteriyoruz” dedi.
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|