SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
BAKAN KILIÇ'TAN 'DOPİNG' AÇIKLAMASI...Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, A Haber kanalında Tülay Ağaoğlu’nun canlı yayın konuğu oldu. Bakanlık binasında yapılan yayında gündemde yer alan konularla ilgili önemli açıklamalar yapan Bakan Kılıç, dopingle ilgili spor salonlarına 1 yıl önce genelge gönderildiğini açıkladı...İşte Bakan Kılıç’ın açıklamaları:
DEVLET DOPİNGE ASLA GÖZ YUMMAZ
Devlet doping olaylarına göz yumuyor gibi bir şey kesinlikle söz konusu değil. Biz bakanlık görevini devraldığımız günden itibaren dopinge karşı daha kararlı bir tutum takındık. ‘Toleransımız sıfırdır’ dedik, ‘Doping zehirdir’ dedik. Daha da ileri gittik, ‘Doping ölümcül bir silahtır’ dedik. Bugün de aynı şeyleri söylemeye devam ediyoruz. Ama eminim bugün de insanlar yasaklı maddelerin kullanımına devam ediyor.
SALONLARA DOPİNGLE İLGİLİ GENELGE!
Ölen sporcumuzun kullandığı antrenman salonları da dahil olmak üzere geçen yıl ekim ayında bakanlığımızdan tüm spor salonlarına gönderilen bir genelge var. O genelgede yasaklı listede yer alan ilaçların ölümcül zararlara yol açabileceğine yönelik hatırlatmamız var. Bu bileşenlerin ve onları içeren diğer maddelerin kullanılmamasına yönelik uyarılarımız var. Kulüplerin, antrenörlerin, spor salonu ve yöneticilerinin de sporcuları bu gibi maddelerden uzaklaştırmalarına yönelik uyarılarımız var. Ama giden yazıyı alıp çekmecesine koyarsa, bununla ilgili sporcusunu bilgilendirmezse, elbette ki o noktadan sonra uyarılan kişilerle ilgili yaptırımlar gündeme gelecektir.
DOPİNG KULLANAN İFLAS EDECEK!
Dopingi ‘iyi doping’ ‘kötü doping’ diye ayırabiliriz. Kötü doping ölümcül etkisini hemen meydana getirir. Birkaç saat içinde, birkaç gün içinde kullananı ölüme sürükler. İyi doping birkaç yıl sonra öldürür. Ya beyin iflas edecek ya böbrekler iflas edecek ama eninde sonunda yasaklı madde kullanan birey bunun bedelini ödeyecek. Sporcu da olsa herhangi bir birey de olsa amatör olarak çalışan da olsa her hâlükârda bunun bedelini ödeyecek. Dopingin insan bedeninde farklı tepkimeleri var. Doping fıtri değil, yaradılış kanununa paralel bir davranış biçimi değil. Kadınlarda farklı yansımaları, erkeklerde farklı yansımaları var. Yasaklı maddelerin hormon yapısını bozan unsurları var. O unsurların kadın bedeninde ayrı, erkek bedeninde ayrı negatif yansımaları var. Bir antrenör buna nasıl göz yumar! Allah aşkına, bir federasyon, bir kulüp buna nasıl göz yumar!
‘YÜKSEK ÖDÜLLER’ DOĞRU MU?
Deniliyor ki ‘Yüksek ödüller var, sporcu bu ödülü kazanmak için doping kullanıyor.’ Bu kesinlikle yanlış bir bakış açısı. Doping kullanan sporcu ya müsabakadan önce ya da müsabakadan sonra verdiği numune ile zaten yakalanacak.
NUMUNELER 100’DEN 1200’E...
Sportif anlamda yaptığımız çok önemli bir operasyon var. Numune sıklığını artırdık. 2011 yılında 70 ila 100 arasında numune alınan branşlarda 2013 yılında 1000 ila 1200 numune alındı. Bunlar kimseyi kaçırmamak adına ani baskınlarla alınan numuneler. Sporcu biliyor ki müsabaka dışında, antrenman döneminde bile yasaklı madde aldığı takdirde, spor yönetimi bunun bedelini ödetecek. Spordan men edilecek, antrenörler men edilecek, kulüplere yönelik yaptırımlar uygulanacak. Bütün bunları göze alan sporcu zaten spor hayatını bitirmeye karar vermiş demektir. Bunun ötesinde sizin yapabileceğiniz çok fazla bir şey yok.
KIRKPINAR’DA BİLE NUMUNE ALDIK
Olimpik bir müsabaka olmadığı halde WADA açısından IOC açısından hiçbir mecburiyetimiz olmadığı halde Kırkpınar tarihi güreş müsabakalarından aylar önce bütün sporcularımızdan doping numuneleri almaya başladık.
ŞAHİN İRENCİN OLAYI...
Şahin İrencin olayı konunun nazarı dikkate sunulmasına yönelik dramatik bir örnek oldu. Çünkü sağlıklı, kaslı bir beden var ortada. 30 yaşında bir insan, evli bir insan, hedefleri idealleri olan bir insan... O vücudun değil birkaç ilaçla, birkaç kutu ilaçla bile pes etmemesi lazım ama öyle değil.
İLAÇLAR TÜKENMİŞ!..
Geçen hafta vücut geliştirme sporu yapan birkaç genç kardeşimle konuştum. “Doping konusunda eczanelerin üzerine gideceğiz’ açıklamasını yaptığınız gün, eczanelerdeki bütün ilaçlar tükendi’ dediler. Kullananlar bu ilaçları satın almış ve tüketmiş. Bir miktar da çetelere faydamız olmuş. İlaçlar piyasadan çekilince var olanların fiyatı bir miktar yükselmiş. Bile bile bunu kullanıyorsa, bakanın da bakanlığın da hükümetin de devletin de yapabileceği çok bir şey yok demektir. Çünkü bunların bazıları Türkiye’ye girmesi yasak olan ilaçlar değil sporcunun kullanması yasak ama vatandaşın kullanmasında sorun olmayan ilaçlar. En azından yasaklı listede olmayan, taşınması satılması suç olmayan ilaçlar var ama doğal değil, uzun vadede zehir.
DOPİNG SALONDA DEĞİL EVDE!..
Biz sadece bu salonlarda yasaklı madde kullanılıyor mu diye baksak bile bunu denetleyebilmemiz mümkün değil. Sporcu zaten yasaklı maddeyi gelip de salonda tüketmiyor.
Evinde, ofisinde alıyor. Spor yönetiminin, genel müdürlüğünden federasyonlara, kulüplerden antrenörlere kadar herkesin görevi eğitim konusundaki sorumluluğunu yerine getirmek, sporcuyu bilinçlendirmek, bilgilendirmek, dopingin zehir olduğunu anlatmaktır. Yasaklı listelerin neler olduğunu onlara aktarmaktır, uyarılar yapmaktır, belki bilgilendirici broşürler dağıtmaktır. Buna rağmen insan ‘Ben zehir kullanacağım’ diyorsa bunu engellemeniz mümkün değil.
MEVZUATIMIZ ÇOK SERT!
Sporda şike ve şiddetle mücadele konusunda bizim mevzuatımız pek çok Avrupa ülkesinin mevzuatından çok daha çağdaş, çok daha sıkı, çok daha sert ve disiplinli. HSYK’nın bilgi ve yönlendirmesi ile görevlendirilen spor savcıları var. Kanuna odaklanan savcılar müsabakaları stadyumda izliyor. Dolayısı ile iddianamesini hazırlayıp mahkemeye gönderirken aynı zamanda yaşananların da bire bir gözlemcisi ve takipçisi oluyor.
BJK-GS DERBİSİ...
BJK-GS derbisinde bu olaylar nasıl yaşandı? Mübalağasız söylüyorum; 10 binin üzerinde biletsiz seyirci vardı. Çok sayıda kapı kırıldı, turnikeler kapatıldı, sistem, biletleri okuyamaz hale getirildi. BJK-GS maçındaki esas sorumluluk özel güvenlik firmasının görevin gereklerine yönelik çalışamamasıdır, bu bir. İkincisi derbi öncesinde stadyum çevresinde DERBİFEST adıyla bir konser düzenlenmiştir. Bu konserde -kulübün günahı olmayabilir- fakat dışarıdan yasak yollardan satışı mümkün olmadığı halde çok miktarda alkollü içecek servis edilmiştir. Adam alkol alacak maça gelecek, üstelik alkolü stadyumun bahçesinde tüketecek, stadyumda bulunan özel güvenlik ya da diğer birimler buna göz yumacak ve nihayetinde o maçın olaysız şekilde oynanmasını ve bitmesini bekleyecek. Bu mümkün değil!
SİYASİ SLOGANLAR...
‘Stadyumlarda siyasi slogan atılmasın’ dediğimde farklı çevrelerin eleştiri okları bana yöneldi. O zaman şunu dedim ‘İsterseniz atın. Bizim için bir problem yok. Türkiye’de hiçbir siyasi iktidar stadyumlarda atılan siyasi sloganlarla iş başından gitmedi. Hiçbir muhalefet partisi de atılan siyasi sloganlarla iktidar olmadı. Sloganın bize zararı yok, sloganın o takıma zararı var, o takımın taraftar gruplarına zararı var. 2 maç slogan atılır, bir olay olmaz, 3 maç slogan atılır bir olay olmaz ama 4 ya da 5. maçta o takımın taraftar grupları birbirine girer.’ Nihayetinde ne oldu? BJK-GS derbisinden sonra ortada tek soru kaldı: Sahaya atlayanlar 1453 Kartalları mıydı, Çarşı grubu muydu? Ne olursa olsun ev sahibi takımın taraftarıysa iş bitmiştir zaten. Yazık değil mi? Beşiktaş takımı o kadar iyi giderken çok ağır bedeller ödedi. Ama biz başından itibaren ne dedik, ‘Bir takımın tribünlerine siyasi slogan sokmayın.’ dedik. Yöneticiler o günlerde seyirci kaldılar, ses çıkarmadılar, bizim beyanlarımıza destek sağlamadılar ve nihayetinde ne kadar haklı olduğumuzu, ne kadar iyi niyetli olduğumuzu yaşananlardan sonra anladılar.
SAMSUN’A ADAY OLACAK MISINIZ?
Ben 11 yıldır Samsun milletvekiliyim. 3 Kasım’dan sonra 11. yılımız dolacak. AK Parti’de 3. dönemim. Partimde her türlü görevi yapmanın onurunu yaşadım. Bundan dolayı Başbakanıma minnettarım. Bizdeki ahlak şudur: Parti ve genel başkan kişilerle ilgili hangi görevi uygun görürse o istikamette partinin ve ülkenin menfaatleri doğrultusunda hareket edilir. Benim kişisel kariyer planlamamda Samsun’da belediye başkanı olmak yok. Ama genel başkanım ve partim bana hangi görevi uygun görürse o noktada her birimizin boynu kıldan incedir. Kaldı ki Samsun’da son yıllarda başarılı bir belediyecilik olduğu kanaatini de taşıyorum. Nihayetinde günün sonunda nasıl bir takdirde bulunulur bunu bilmiyorum ama kariyer planlamamda bu yok.
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|