SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
YUSUF YALKIN'DAN SPORA FARKLI BAKIŞ!..Gazeteci ve Spor yorumcusu Yusuf Yalkın, Sabah Gazetesi'ndeki bugünkü köşe yazısında spora farklı bir gözle yaklaştı ve futbolla öteki spor dalları arasındaki uçurumu dile getirdi...
BİR ZAMANLAR MAZİYE BAK!..
YUSUF YALKIN Radyoda bir bilgi yarışması programı… Sunucu yarışmacıya soruyor: “Geçen sezon hentbolde gol kralı olan sporcu kimdir?” Cevap: “Ali İsmet Ural…” Alkışlar ve puan… Yarışmacı olan kişi, emekli bir bayan öğretmen… Futbol olsa anlarım… Haydi basketbol ya da voleybol; ona da tamam! Naim’den dolayı halter sorusuna doğru cevap verse, onu da bir ölçüde anlayabilirim. Ama, 67 yaşındaki emekli öğretmen, bir hentbolcünün ismini bir çırpıda, hem de soyadıyla söylüyorsa, burada durmamız lazım! Bu hadise, 1988’de falan yaşandı… Hayli eski yani! O dönemde hentbole olan ilgiyi göstermesi bakımından oldukça ilginç, bir o kadar da düşündürücü bir örnek… Şimdi sokağa çıkalım, bırakın emekli yaşlı insanlara sormayı, gençlere soralım… Bize iki hentbol takımı ve iki de hentbolcü ismi söylesinler! Doğru yanıt vereni bulmanız çok zor… Hatta olanaksız! * * * Üzücü ama gerçek! Türkiye’de spor inanın ki, futbolla özdeşleşmiş durumda… Hatta, “Futbolun dört büyükleri” dersek, daha da doğru söylemiş oluruz. Kulüpleri sayesinde kurumsallaşmış basketbol ve voleybol dışında hemen hemen öteki tüm dalların aslına bakılırsa, esamesi bile okunmuyor! Sayıları 60’ı aşan federasyonların 15- 20’sinin bile ismini doğru anımsayanı zor bulursunuz. Ancak, o spor dalında bir “Skandal” yaşanacak, bir “Doping olayı” gerçekleşecek, ya da federasyonda “Seçim” yapılacaksa, medyada adını duyuyorsunuz! Kimse kimseyi, “Eskiden de böyleydi” diyerek kandırmasın. Eskiden böyle değildi! Arşivlere bakın.. Hentbolü, yüzmeyi, boksu, güreşi, halteri, bisikleti, masa tenisini, karateyi, bilardoyu ve diğerlerini görürsünüz. Az ya da çok; ama sayfalarda onlarda vardır… Çünkü, o dönemlerde ne medya bu kadar ilgisiz, ne de federasyonlar bu kadar kayıtsızdı! Federasyon başkanları adeta “Görünmek, bilinmek” istemiyorlar! “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” misali… Ve asıl acısı, bu durumun düzeleceği falan da yok. Bu kayıtsızlık ve neme lazımcılık sürdükçe; bir futbolcunun “Ayağındaki nasır”, öteki spor dallarındaki ciddi olaylardan çok daha “Önemli” görülecektir!
İLGİLİ HABERLER
|