SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
YUSUF YALKIN MACAR RAHİBİ YAZDI...Gazeteci ve Spor Yazarı Yusuf Yalkın, Macaristan'daki bir turnuvada Macar Rahibin kendilerine nasıl davrandığını bizzat yaşadığı olayı kaleme alarak anlattı. Acaba Yalkın ne demek istedi?..
Sporun dili, dini, ırkı, mezhebi, siyaseti olmaz…
Olmamalı… Onu bir ülkenin, bir grubun, bir hizbin, bir kesimin “malıymış” gibi gösteremeyiz. Tekelleştiremeyiz… Çünkü spor evrenseldir… Spor herkesindir! Bu yüzden güçlüdür; bu nedenle dünyanın değerli bir “Objesi” haline gelmiş, ciddi bir sektör olmuştur. Önemlidir ve çok etkilidir… Niye mi? Anlatacağım olay, 12 Ağustos 1992’de Macaristan’da geçti. Szarvas, sporu seven insanların çokça bulunduğu güzel Macar kasabası... Hentbol Yıldız Milli takımı, burada başarılı maçlar çıkardı. Ama ev sahibi Macaristan ile oynadığımız müsabaka bir başkaydı… 5 bin kişilik salonu dolduran seyirciler, takımlarını sürekli ve çılgınca desteklediler. Bando eşliğinde dakikalarca bağırıp durdular. Bu kadar seyirci içinde bir kişi vardı ki; sürekli Türkiye’yi destekliyordu. Milli takımımız her gol attığında, rahip kılığındaki bu kişi, kalabalığa aldırmadan, cesaretle ayağa kalkıp elindeki Türk bayrağını sallıyor ve “Bravo Türkler” diye bağırıyordu. Bu görüntü oyun bitene değin sürdü. Maçı kaybettik ama aynı kişi bizim çocukları alkışlamaya devam etti. Bu davranışıyla hem bizleri, hem de Macarları şaşırtmıştı. Kimdi bu rahip; Türkiye’yi niçin destekliyordu?.. Dayanamadım ve rahibin yanına gittim. Aramızda şu konuşma geçti. “Peder, öncelikle Türkiye’yi desteklediğiniz için teşekkür ederim. Üstelik Macar maçında… Merak ediyorum bunu neden yaptınız?” Rahip güldü ve başladı anlatmaya. “Sizin ekibin kaldığı otelin karşısında bir kilise var. Ben oranın rahibiyim. Geçen gün kalktığımda kilisemizin özel defterinin yanında bir Türk bayrağı buldum. Deftere İngilizce şunlar yazılmıştı. (Biz, dünyada dostluğa, kardeşliğe ve barışa inanıyoruz. Din, dil, ırk ayrımı yapmadan tüm insanları seviyoruz. Tek dileğimiz, dünyaya barışın egemen olmasıdır. Kutsal bir yer olan kilisenizi ziyaret etmekten de büyük mutluluk duyduk. İmza: Türk Milli Hentbol Takımı Oyuncuları…) Ben bir din adamıyım. Bu kadar insancıl ve asil bir sporcu grubunu desteklemek benim için bir görevdi. Bu nedenle maçınıza geldim ve sporcularınızı destekledim…” Gözlerim doldu. Rahibin elini sıkıp, “Teşekkür” ettim… Bizim çocukların, “Alkışlanacak bu davranışı”, daha sonra o dönemin bazı spor yöneticilerinin kulağına gitti. Milli takım hakkında “Soruşturma açtırmak gibi” bir gaflete düştüler. Sonradan, “Utandılar mı nedir?”, bundan vazgeçtiler. Demem o ki; spor zaman gelir, en etkili silahtan bile güçlü olur…
Ağladım... okudum.. bir daha ağladım...Türkan sözer, 11 yıl önce yorumladıÇok duygu ve gerçekler dolu bu yazıyı yazdığınız için size çok teşekkür ediyorum. elinize saglık.. yüreginize sağlık.. kaleminize saglık... Bu çocuklar hep vardı!mete emin sağlam, 11 yıl önce yorumladıÇok etkiledi beni yazınız. evet... bu çocuklar, bu gençler, bu sevgi dolu insanlar, o zaman da var, şimdi de var. bundan sonra da var olacaklar... doğayı seven, saygılı, hoşgörülü genç bir nesil bu... Bu insanların varlığı bizi hayata bağlıyor zaten...
İLGİLİ HABERLER
|