YUNUS KABAL FUTBOLUMUZU DEĞERLENDİRDİ...

-Türk futbolunun genel gidişatı konusunda fikirlerinizle ilgili başlayalım konuşmamıza. Nasıl bir tablo duruyor karşımızda?

-Futbolumuzu değerlendirirken, olaya iki pencereden bakmamız lazım. Milli takımlar ve ligler… A milli takımımız bana göre iyi bir yolda. Dünya ve Avrupa kupasında sınavlar verecek. Artık her takımı yenecek güçteyiz. Fransa galibiyeti bunun en somut örneği. A Milli takımda bir sıkıntı yok. Gurbetçi futbolcularımız da bu gruba dahil oldu ve önemli katkılar veriyorlar. Milli takımda yer alan futbolcularımıza Avrupa kulüpleri daha çok rağbet göstermeye başladı. Antrenörlerimiz de yurt dışında görev yapma imkanı buldu. Bunlar olumlu gelişmeler… Alt yapıdan futbolcuları daha çok çıkarmaya başladığımız zaman seçeneklerimiz çoğalacaktır.

-Çok sayıda yabancı futbolcunun liglerimizde oynamasına nasıl bakıyorsunuz?

-Öncelikle sayıdan çok kaliteye bakmamız gerekir. Eğer gelen yabancı sporcu kaliteliyse mutlaka yararı olacaktır. Ligimize renk katacaktır. Bu futbolcular G.Saraylı Falcao gibi bazen çok tanınmış, Hataysporlu Boupenza gibi ismi hiç duyulmamış olabilir. Önemli olan tanınmışlığı değil, o futbolcunun yaptığı katkıdır. Nitekim, Boupendza bir anda öne çıkan isim oldu. Golleriyle Süper Lig’e renk kattı. İlk kez ligde yer almasına rağmen Hatayspor’un üst sıralara tırmanmasına neden oldu. Demek ki, isabetli bir yabancı isim Boupendza… Üstelik de maliyeti çok düşük! Arayınca kaliteli futbolcu bulunuyor…

-Mesut Özil transferine ne diyeceksiniz?

-Mesut için ayrı bir parantez açmak lazım. Çünkü, futbol kariyeri ortada. Çok önemli kulüplerde oynadı. Şampiyon olan Alman Milli takımının en kıymetli oyuncularından biriydi. Arsenal’de yaşadığı sorunlar ve bir süre oynayamaması Mesut’un kalitesini değiştirmez. Bu nedenle bu futbolcuya zaman verilmesi şart! Bir süre sonra Fenerbahçe’ye katkılar sağlayacağından hiç kuşkum yok…

-Hakemler çok eleştiriliyor. Hemen her kulüp hakemlere çok yüklenmeye başladı. Bu doğru mu?

-İkinci bir kontrol sistemi kuruldu biliyorsunuz… VAR ile hakem hataları en aza indirgenmeye başlandı. Bence bu kadar büyük tenkitler yapılması pek anlamlı değil. Siz kulüp olarak, boş kaleye topu gönderemeyen, durduk yere penaltıya sebep olan, bomboş pozisyondaki arkadaşına pas atmayan kendi sporcunuzun yanlışını, teknik adamınızın hatalarını eleştirmek ve o hataların giderilmesi yolunda çalışma yapmak yerine, kaybedilen puanları hakem hatalarına yüklerseniz doğru yapmış olmazsınız. Kulüpler bu kadar sert açıklamalar yapmak yerine, hakemlere sahip çıkmalı ki, futbolcular da kendilerine çeki düzen versinler! Sadece hakemlere yüklenildiği için futbolcu kendini kurtarıyor…

-Futbolumuz nasıl yönetiliyor? Bu konuda görüşleriniz nedir?

-Sayın Nihat Özdemir önderliğinde futbol federasyonu çok ciddi bir sınav verdi ve vermeye de devam ediyor. Nihat Bey’in döneminde, küskünlüklerin ortadan kalktığı, ilişkilerin olumlu hale geldiği, federasyon-kulüp iletişiminin üst seviyede olduğu müstesna bir dönem… Bu Türk Futbolu adına önemli bir kazanımdır. Bunu sağlamak kolay bir şey değil. Salgın nedeniyle biliyorsunuz maçlar seyircisiz oynanıyor. Bunu örgütlemek, futbol heyecanının sürmesini sağlamak kolay iş değil. Gördüğüm kadarıyla Türkiye’de futbol heyecanından hiçbir şey eksilmedi. Kulüpler elbette tribünler boş kalınca maddi kayba uğradılar. Ancak naklen yayınlar ve federasyon desteği sayesinde öyle büyük bir kriz yaşanmadı. Yayıncı kuruluşla ilişkilerin iyi noktaya getirilmesi de çok önemli bir hadise. Nitekim kulüplerimiz ocak ayında bile ara transferde yeterli futbolcu alabildiler. Bunlar çok önemli hususlar. Mevcut federasyon yönetimi, kulüplerle her konuda diyaloga girip, ortaklaşa kararlar aldığı için futbolumuzda bir aksama, bir duraklama olmadı. Herşey tıkır tıkır yürüyor.

-Son sözlerinizi alalım…

-Benim tek isteğim bir an önce şu salgın belasından kurtulmamız. Tüm dünyanın bu pandemiden kurtulduğu gün, hayat eskisi gibi güzel olacaktır. Ben buna inanıyorum. Bu arada liglerimizde mücadele eden tüm takımlarımıza da başarılar diliyorum. Allah yollarını açık etsin…