SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
YALKIN'DAN MÜTHİŞ BİR YAZI!..Gazeteci ve Spor Yazarı Yusuf Yalkın, makelesinde ülkemizdeki gençleri bekleyen tehlikenin artık iyice büyüdüğüne dikkatleri çekiyor. İşte o yazı...
Ülkemizin genç nüfus profili hayli sevindirici…
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre; 15- 24 yaş arası 12 milyon 989 bin 42 genç bulunuyor. Nüfusun yüzde 16.3’ü yani. Genç nüfusun dağılımı da neredeyse eşit; yüzde 51.2 erkek, yüzde 48.8 kız… Olaya sportif açıdan baktığımda gerçekten çok üzülüyorum. Bu denli yüksek genç nüfus potansiyelimiz bulunmasına karşın; spor yapanlarımızın sayısı devede kulak kadar! Bu noktadaki eksiğimizi, yanlışımızı, hatamızı bir türlü doğru saptayıp, önlemlerimizi almıyoruz! Yıllardır bu böyle… Sanki birileri, bu genç gücün spora kanalize olmasını istemiyor! Spor teşkilatı bu konuda çok yetersiz… Nitekim, son yıllarda spor federasyonları işin kolayını buldu; devşirme sporculara yöneldiler! Alt yapı çalışmalarına hız vereceklerine; bir tür “Göz boyama” yolunu seçtiler. Devşirmelerin madalyalarıyla üst yönetime “Şirin görünmek” işlerine geliyor tabi… Nasılsa kimsenin bir şey dediği, hesap sorduğu da yok! Koltuklarını garantiye almaksa önemli olan; bunu başardılar… Aferin onlara!
* * *
Şimdi yeniden asıl konumuza dönelim. Peki, bu kadar yüksek sayıdaki genç, sporla ilgilenmediğine göre ne yapıyor? Cevabı son derece basit; “Çocuk yaşlardan itibaren yaşasın televizyon ve bilgisayar” diyorlar. Ellerinde akıllı -ki bana göre akılsız, akıllı olsa milyonlarca insana bu kadar zarar vermezdi- telefonlarla vakit öldürüyorlar! Sözü tam burada Pedagog Psikolojik Danışman Aykut Akova’ya bırakıyorum: “Çok fazla televizyon izleyen ve bilgisayar başında vakit geçiren çocukların algılamasında azalma, dil gelişimi ve motor becerilerinde yavaşlama oluyor. İkisi de tıpkı uyuşturucu gibi bağımlılık yaratıyor. Çocuklara her şeyin bir zamanı olduğu öğretilmeli. İzleyecekleri programlara çok dikkat edilmeli. Bilgisayar oyunları 1 saati geçmemeli. Aileler bu noktada çocukları için rol model olmalı. Çocuklar, içinde korku unsuru barındıran çizgi filmler yüzünden yoğun kaygı ve korkular geliştiriyor. Bu nedenle anne- babasıyla uyumak isteyen çocuklar bile var. Hatta yalnız başına tuvalete gitmekten bile korkuyorlar.” Aykut Akova şöyle devam ediyor: “Örneğin, aile çocuğunun bilgisayar oyunu oynamasını istemiyorsa, kendisi de oynamamalı. Kitap okuma alışkanlığı kazandırmak istiyorsa, önce kendisi kitap okumalı. Aileler çocuklarına yalan söylemenin kötü bir şey olduğu anlatıp ardından yalan söylerse bu, çok da gerçekçi olmuyor. Ailede öncelikle iletişim olmalı. Anne-baba iletişim kurmazsa, çocuk iletişimi öğrenemiyor.” Akova’nın uyarıları böyle! Buna ben de bir başka düzlemde ilave de bulunayım… Uyuşturucu tehlikesi ülkemizde çok ciddi boyutlara geldi… Kullanım, narkotik ilgililerine göre küçük yaşlara kadar indi. Anneler, babalar, ağabeyler, ablalar lütfen dikkat… Çocuklarınıza, kardeşlerinize sahip çıkın… Uyuşturucu tacirlerinin ortaya saçtığı pislikleri üzerinizden uzak tutun…
* * *
Ailelere burada bir de alternatif önerim olacak… Spor teşkilatını zorlayınız… Çocuklarınızın ellerinden tutup federasyonların kapısına dayanınız! Spor il müdürlüklerine gidiniz… Evlatlarınızın yaz spor okullarına alınmalarını isteyiniz. “Benim çocuğumun hangi spor branşına yeteneği var? Bilmek istiyorum” deyiniz… Oturduğunuz yerde olmuyor işte… Onlar yapmıyorsa, siz harekete geçiniz… Sadece federasyonları değil, kulüpleri de işin içinde olmaya çağırınız… Onlardan da taleplerde bulununuz! Her şey profesyonelce branşlaşmakla olmuyor. Tonlarca paramızı futbola, basketbola, voleybola ve öteki dallara harcayan kulüplerimiz var. Üstelik paraların yüzde 80’i yabancı sporculara gidiyor… Bu savrukluk daha ne kadar sürecek? İşte bu nedenledir ki; sağlıklı nesiller yetiştirmek istiyorsak, işe çocuklarımızı erken yaşlarda spora yönlendirmekle başlamalıyız! Ciddi bir programla, sağlıklı toplum yaratmakla kalmaz, bu nüfusun içinden mutlaka şampiyonlar da çıkarırız! Yeter ki inanalım!..
Okay Göçer, 7 yıl önce yorumladıKutluyorum
İLGİLİ HABERLER
|