SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
YALKIN'DAN CAVCAV'A UYARI!..Gazeteci, Spor Yazarı ve TV Yorumcusu Yusuf Yalkın, Sabah Gazetesi'ndeki köşe yazısında İlhan Cavcav'ın Gençlerbirliği'nde yıllardır sürdürdüğü başkanlık durumunu ele aldı. Yalkın makalesinde, 'Sayın İlhan Cavcav, üç büyük kulübün birinde başkan olsaydı; çeyrek asrı geçen bir süre o koltukta kalabilir miydi? Sıfır ihtimal! Seyirci en fazla 3. senesinde ortalığı yangın yerine çevirirdi' diyor. İşte Yusuf Yalkın'ın yazısı...
CAVCAV’IN DİKKATİNE!..
YUSUF YALKIN Gençlerbirliği’nde İskoç hoca dönemi… Acaba Stuart Baxter adını duyduğunuzda heyecanlandınız mı? Aklınıza, “Demek ki bu takım artık zirveye oynayacak” düşüncesi geldi mi? Ya da, “Vay.. Vay… Vay… Cavcav bu adamı nasıl ikna etti de Türkiye’ye getirdi?” gibi bir hayret ifadesi kullandınız mı? Ben bu üç soruya da rahatlıkla “Hayır” cevabını verdim! Neden?.. Ön yargılı olmak istemem, ön yargılı insanları da sevmem ama bu kişi “Önemli bir şahsiyet” olsaydı; duyardık be birader! Her gün internet başındayız… Karşımıza bir yerde çıkardı… Kulüp özgeçmişini geçti… Dişe dokunur bir şey yok! Ama benim derdim başka: “Eğer mevcut kadroyu koruyup; ıvır zıvır değil, başta kaleci olmak üzere kaliteli 4- 5 futbolcu almayacaksan, kimi getirirsen getir; ne yazar?” Ha 7.ci olmuşsun, ha 13.cü; fark etmez! Sorum şu: “O zaman Mesut Bakkal ya da ondan öncekiler neden gönderildi?” Kalsalardı, hiç olmazsa şunu derdik; “Teknik adam da istikrar sağlamaya başladılar!..” Bu da yok! Mantık aynı; “Düşmeyelim de; gerisi önemli değil!..” Bu senaryo senelerdir değişmedi. Çünkü, G. Birliği’nin hesap soracak seyircisi bulunmuyor… Sesini yükselten bir kitle yok… Az sayıda bir grup “Tiyatroda gibi” maçları takip ediyor yıllardır. Kuzu gibiler! Düşünebiliyor musunuz; Sayın İlhan Cavcav, üç büyük kulübün birinde başkan olsaydı; çeyrek asrı geçen bir süre o koltukta kalabilir miydi? Sıfır ihtimal! Seyirci en fazla 3. senesinde ortalığı yangın yerine çevirirdi… “Kardeşim bakın borcumuz yok… Tesislerimiz mükemmel… Alt yapı falan.. filan…” laflarını kimse dinlemezdi… Seyirci sussa; İstanbul medyası zaten işi bitirirdi! Bırakın İstanbul’u… A.Gücü’nde bile, “Bu orta sıra muhabbetine” kimse bu kadar tahammül etmez; kulübü onlarca kere basmaya kalkarlardı… Elbette bu “Çağdışı tepkilenmeleri” tasvip eden birisi değilim; teşbih yapıyorum! Peki, neden bunları yazdım? Sayın Başkan’a bir misyonu olduğu gerçeğini hatırlatmak için… İlhan Ağabey beni sever; ben de onu sever sayarım! Bu sebeple net ifadeler kullanmakta bir sakınca görmüyorum… İlhan Abi, artık Başkent seyircisine zirveye oynayan, keyif veren, heyecanlandıran bir kadro seyrettirmelisin… Zaman su gibi akıp gidiyor; insan her şeyi durdurabilir; zamanı asla! Bu nedenle, tren kaçmadan İskoç’un eline “Taş gibi bir kadro” ver! Hiç olmazsa yeni sezonda Ankara’daki spor yazarları olarak bizler de bir kere hava atalım. Babı ali basınının afralarından tafralarından bıktık usandık!
İLGİLİ HABERLER
|