SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
TOPA BASAN ADAM!..Yusuf Yalkın, Sabah Gazetesi'ndeki bugünkü köşe yazısında, bir takımın deplasmanda ya da kendi sahasında yakaladığı skor üstünlüğünü nasıl koruması gerektiğini geçen haftaki Osmanlıspor ve Gençlerbirliği'nin maçlarını örnek vererek anlattı. İşte o yazı...
TOPA BASAN ADAM!
YUSUF YALKIN
Gençlerbirliği haftayı galibiyetle kapatırken, Osmanlıspor deplasmanda yakaladığı 2-0’lık avantajı koruyamadı ve beraberliğe razı oldu. Bu maçlara değineceğiz…
-Gençlerbirliği’ni Karabükspor karşısında nasıl buldunuz? -Kabul edelim ki, bu takım her geçen hafta daha iyiye gidiyor. Teknik Direktör İbrahim Üzülmez G.Birliği’ne geldiğinden bu yana Ankara ekibinin havası değişti. O ürkek ve ne yapacağını bilmeyen ekibin yerine sakin, güvenli ve inançlı bir futbol takımı geldi. Zaman zaman aksamalar oluyor. Bu doğal bir şey. Her takımda olur. Önemli olan bir çizgiyi yakalamak… Eldeki mütevazı kadro ile istikrarlı bir biçimde yollarına devam ediyorlar.
-Bu istikrar onları nereye götürür? -Tabloya bakalım. 5 maçta yenilgileri yok. 2 galibiyet ve 3 beraberlikle, 9 puandalar… Kolay gol yemiyorlar; attıkları 7 gol de fena bir rakam değil! Yani bir denge var takımda, bunu rakamlar gösteriyor. Kemik kadro belli, zaman zaman ufak çapta rotasyonlara gidiyorlar. Anlayacağınız, kadro istikrarı da var. Bu bir ekip için çok önemlidir. İlk 11’i zırt- pırt değiştirirseniz, sonunuz hayırlı olmaz! İbrahim Üzülmez, itiraf edelim ki tüm Türkiye’yi yanılttı. G.Birliği’ne geldiğinde çoğunluk dudak büktü. Hatta, ‘Geldiği gibi gider’ diyenler bile oldu. Ama yanıldılar! İbrahim hoca zoru başardı. Kulüpte adeta gelenek haline gelen, kolaylıkla “Antrenör harcama” refleksini şu an itibarıyla durdurdu. Ama, tehlike tamamen kaybolmaz bu kulüpte. Bir bakarsınız şemsiye tersine döner!
-Oyunculara ne diyorsunuz? -G.Birliği Milli takımlara oyuncu vermeye başladı. A ve Ümit takımlarında, yaş gruplarında bir dolu futbolcusu oynuyor. Kendilerine güvenleri tam. Landel ve Serdar inanılmaz bir yükselişte. İrfan Can da öyle. Kaleci Hopf, Çalık, Oğuz, Uğur, Selçuk, Aydın hemen hepsi iyi durumda. Şu isim kötü demek haksızlık olur. Ancak, burada golleri atan Landel ve İrfan Can’a uyarım olacak. Topa o kadar sert vurmalarına gerek yok; bu kez ikisi de şanslıydı; gol oldu… Gereksiz biçimde abandıkları için top üsten avuta gidebilirdi…
-Osmanlıspor’a gelelim… Beğendiniz mi sonucu? -Lider takımla deplasmanda oynadılar. Başakşehir önünde beraberlik elbette önemli… Ama, Osmanlıspor maçı kazanmalıydı. Neden? 2-0 öndesiniz ve dakika 79… Geçen sezondan bu yana oynadığı başarılı futboluyla saygı duyulan bir takımın, bu dakikadan sonra 2 gol birden yemesi, akla yatkın değil! İşte bu nedenle yazımın başlığını, “Topa basan adam” yaptım. Yapacağınız tek şey, topu ayağınızda tutacaksınız!
-Peki, hataları ne oldu? -Osmanlıspor’un karakteristik yapısı, hücuma dönük oynaması… Bunu akıllarından çıkaramıyorlar. Kafalarında her an gole gitmek düşüncesi var. Zaten sahadaki oyunculara baktığınızda bunu görüyorsunuz. İşte bu nedenledir ki, avantajınızı korumanız gereken durumlarda, kadronuzda top çeviren, zekice zamana oynayan, kart gerektirmeyen faullerle rakibin hızını ve isteğini frenleyen futbolcularınız olmalı. İlk etapta Lawal ve Erdal geliyor insanın aklına. Biri 18’de yoktu, diğeri de oynatılmadı… M.Reşit Akçay, ‘Puan kaybettik ama oyuncu kazandık’ diyor. Regattin, Diabate ve Aykut’u kastediyor. Çok formda bir Prochazka’nın yerine Aykut’un tercih edilmesi konusunda pek iyimser değilim; tereddütlerim var. Sanki defans kurgusunda hafif bir uyumsuzluk gözlemledim. Tamam oyuncu kazanılır ama puan kaybederek değil!
İLGİLİ HABERLER
|