SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
SPORDA SEYİRCİ FAKTÖRÜ!Gazeteci, Spor Yazarı ve TV Yorumcusu Yusuf Yalkın, Sabah Gazetesi'ndeki makalesinde maçlarda mücadele eden sporcuları motive etmekte tribün desteğinin önemine değindi. Yalkın yazısında, 'Özellikle denk güçteki ekiplerin mücadelelerinde tribün desteğinin inanılmaz önemi oluyor' diyor. İşte o yazı...
Ankara yeni yılda çok önemli bir organizasyona ev sahipliği yapacak.
Rio Olimpiyatları Avrupa Kıta Eleme Maçları 4- 9 Ocak tarihlerinde Başkent Voleybol Salonu’nda oynanacak… Sonunda olimpiyatlara direkt katılma şansının bulunduğu çok ciddi bir turnuva bu. Millilerimiz Hırvatistan, Almanya ve Hollanda ile oynayacak. Kızlarımız neden Ankara’da oynamayı istiyor? Bu sorunun net cevabı şu: “Çünkü salon tıklım tıklım doluyor!..” Unutmayalım ki, sporcunun ilacı seyircidir, taraftardır! Gerisi hikaye… Siz bir takımı istediğiniz kadar motive edin, hazırlayın; eğer maçta seyirci yoksa bu sonuca pek de olumlu yansımıyor! Özellikle de denk güçteki ekiplerin mücadelelerinde “Tribün desteğinin inanılmaz önemi” oluyor… Özellikle bayan takımlarında, bu daha da önem arz ediyor! Ancak şu gerçeği de belirtmeliyiz; voleybolda kızlarımız son yıllarda yüzümüzü güldürüyorlar… Bunu asla inkar edemeyiz… Voleybol federasyonunun yıllardır sürdürdüğü “Ciddi alt yapı çalışmaları” ile kulüplerle yaptığı “İşbirliği ve dayanışma” başarıdaki en önemli püf noktası… Dileğimiz, Ankara’daki bu çok ciddi organizasyonda, takımımızın başarılı olması ve Rio’ya direkt gitmesi!..
* * *
Laf seyirciden açılmışken Gençlerbirliği’nden söz etmeden geçemeyiz… Bu kulüp, belki de liglerimizin en sorunsuzlarından… Para dersen var… Tesis dersen var… İmkan dersen var… Ama seyirci dersen; bak işte o yok! Yıllardır ligde mücadele ediyorlar. İyi futbol oynadıkları dönemlerde oldu… Hatta ender de olsa, tribünlere insan çekmeyi sağladılar. Ama bu inandırıcı olmadı! Çünkü istikrarlı bir yükselişi hiçbir zaman yakalayamadılar… Hedef koymada kısır kaldıkları için toplumdan ilgi görmediler. Ve yaratılan bu “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” mantığı onları “Yalnızlığa” itti. İlk yarıyı kendilerine hiç yakışmayan bir “Dip noktada” bitirdiler. Bu kadar olanaklara sahip ol, ligin dibine demir at! Düşme korkusunu iliklerine değin hisset… Şaka gibi geliyor insana değil mi? Umarız gerçek olmaz; şaka olarak kalır!..
İLGİLİ HABERLER
|