SPOR VE TOTO!..

YUSUF YALKIN

Hükümet tarafından birkaç kez dile getirildi…

Milli Piyango başta olmak üzere Spor Toto Teşkilat Başkanlığı da özelleştirilecek.

Şans oyunları devletin yönetiminden çıkacak!

Bu olayın “Şekli” yanı…

Asıl üstünde durulması gereken tarafı başka.

Türkiye’de “Sporda sponsorluk” hala istenilen noktaya gelmedi.

Sponsorluk Yasası’nda teşvik edici maddeler bulunmasına rağmen, büyük kuruluş ve holdinglerden yeterli ilgi yok.

Türk Sporu, hala “Sponsor desteğine” büyük ihtiyaç duyuyor.

Bir çok kulüp takımının formasına “Reklam” alamadan sahaya çıktığını görüyoruz.…

Federasyonların organizasyonlarında sponsor bulmakta zorlandığını, bu nedenle kimi zaman etkinliklerini düzenlemekten vazgeçtiklerini biliyoruz.

Üç beşi hariç, başarılı sporcuların, olması gereken sponsor desteğinden “Bireysel manada” büyük katkı bulamadıkları ortada!

Profesyonel futbol takımlarında bile, “Devlet dışı” sponsor desteğinin payı devede kulak misali…

Naklen yayınların sağladığı “Havuz desteği” ve “Toto İsim hakları” olmadığı an perişan olurlar!

Şu an sporumuzun sponsor desteğini gördüğü en önemli kurum Spor Toto’dur!..

Toto’nun büyük katkısı olmasa, bir çok kulübün kapısına kilit vuracağı herkesçe malum…

Sadede gelelim…

Bir süre sonra Spor Toto özelleştiğinde, ortaya nasıl bir tablo çıkacak?

Biraz düşününce, endişelenmemek elde değil!

Halen, “Gak” dediklerinde ekmek, “Guk” dediklerinde suyu Spor Toto’dan temin eden federasyonların ve kulüplerin hali, bu kurum özelleşince ne olacak?

Başta, “Seyirci katkısı düşük Ankara ekipleri” olmak üzere tüm ülke takımları için tablo vahim!

Spor Toto özelleştiğinde, yeni sahipleri ister istemez öncelikle “Ticari boyutu” ön plana alacak; Türk Sporu’na desteği değil, “Kar etmeyi” hedefleyecekler.

Kimse babasının hayrına büyük paralar verip bir kurumu almaz!

Amaç, “Kar” etmektir.

Toto’yu alacak yeni yönetim, “Spora, dolayısıyla kulüplere desteğimi kestim” diyebilir.

Bu da doğaldır…

Peki, o zaman Spor Toto’dan desteklenen ve yaşamını bu yolla idame ettiren kulüplerin hali ne olacak?

Bu nedenle, hükümetin “Yumurta kapıya dayanmadan” tedbir alması ve alternatif üretmesi gerekir!..