SPOR KRİTİK'TE SİYASET- FUTBOL İLİŞKİSİ!..

Spor Kritik’in bu haftaki konuğu Futbol Dünyası'nın duayen Teknik Direktörleri'nden Celal Kıprızlı oldu.

 Programda şunlar konuşuldu:

YUSUF YALKIN: Siyasetçilerin spora bu denli bulaşması son derece tehlikeli. Eğer, bir ülkede bakanlar, milletvekilleri, bürokratlar bir teknik adamın gideceği takımı bile belirlemeye başlamışsa; burada bir terslik var demektir. Bu durum yeteneğin, kariyerin, başarılı olup olmamanın değerlendirilmediği, kriterlerin hiç değerlendirilmediği, sadece ‘torpilin geçerli olduğu’ bir ortam yaratır. Sporun kendine özgü kuralları, işleyişi, dinamikleri vardır; torpil buraya burnunu soktuğu vakit, sporun altına dinamit konmuş olur. Bunları neden söylüyorum, çünkü duyumlarımız bizi tedirgin etti. Futbolla siyasetin bu kadar iç içe yürümesi, yarın göreceksiniz çok büyük sorunlara yol açar.

Ben spor gazeteciliği mesleğine yıllarımı verdim. Geçmişte, bir siyasetçinin spora bulaşmasını saptayıp gazetemize yazdığımızda yer yerinden oynardı. Şimdi kimsenin çıtı çıkmıyor!

YUNUS KABAL: Siyasetin futbola müdahalesi yüzünden bir çok yetenekli ve deneyimli teknik direktörün işsiz kaldıkları zaten ortada… Öyle isimler öyle yerlere gidiyorlar ki, şaşırmamak mümkün değil… Okan Burak’un Elazığspor’a gitmesi nasıl oluyor? Bunu gerçekten merak ediyorum. Nerede, ne zaman, hangi takımı çalıştırarak  başarı oldu bu isim? Elazığspor’u kurtarmaya gitmesi ilginç! Okan Buruk son derece başarılı bir futbolcu, saygı duyulacak bir futbolculuk kariyeri var ama teknik adamlık konusunda son derece deneyimsiz!

Sadece süper ligde değil, alt liglerde de siyasilerin yoğun bir biçimde teknik adam, futbolcu konularında kulüplere telkinlerde bulunduklarını duyuyoruz. Bunlar yanlış gelişmeler… Gerçekten hak edenler, takım beklerken emekli olacaklar…

Bu arada ben Süper Lig’de yabancı sınırlandırmasına karşıyım. Kulüplerimizin Avrupa’da başarılı olması için yabancı yasağı kaldırılmalıdır.

CELAL KIPRIZLI: Ben yıllarımı futbola verdim. Futbolcu olarak, ardından teknik adam olarak. Her kademede çalıştım. Tırnaklarımla kazıya kazıya bir yerlere geldim. Bu kadar deneyimime rağmen şu an bir takım çalıştırmıyorum. Maalesef, benim arkamda dayılarım yok! Gerçekten üzücü bir gelişme bu Türkiye’de…

Gençlerbirliği Ankara’nın Süper Lig’deki tek takımı… Ama iyi yönetilmediği için hep sıkıntı yaşıyor. Para sıkıntısı yok… Tesis sıkıntısı yok… Her imkana sahip bir kulüp ama başarısız! Çünkü, yönetimde hatalar çok. Mehmet Özdilek kardeşimizin büyük katkıları olacağına inanıyorum ben takıma… İsabetli bir iş yapıldı nihayet!

Yabancı sporcuların sınırsız olması, Türk Futbolu’na büyük zarar verir. Ama mevcut sistemin mutlaka revize edilmesi de şart…