SPOR İYİ YÖNETİLMİYOR!..

YUSUF YALKIN: Türk Sporu’nun yönetilme tarzında bir terslik var. Birincisi yönetenlerin büyük bölümü hak edenler değil. İkincisi yönetenlerin bir bölümünün oraya gelmeleri etik değil. Spor Genel Müdürlüğü’nde hem genel müdür yardımcısı hem federasyon başkanı olan isimler var. Bir insan hem savcı hem hakim olamaz. Teşkilatın işaret edip seçtirdiği federasyon başkanları var. Bunları ciddi denetleyemez, takip edemezsiniz, yanlışlarını pas geçersiniz! Nitekim kimi federasyon başkanları 1- 2 ay içinde doping sorununu çözebildiklerini Tv’lerde açıklayabiliyorlar. Deha mı bunlar? Yılların hastalığını bu kadar kısa sürede nasıl çözebiliyorlar? Kısa süre içinde yetenekli sporcu ordusu bulabiliyorlar. Bunlar hiç rasyonel açıklamalar değil. Dahası bu seçim yönetmeliği tümüyle yanlış! Adil değil… Bu nedenle hak edenlerin seçilmesi zorlaşıyor.

Bu, işin profesyonel futbol dışındaki görüntüsü… Futbolda da korkunç yanlışlar var. Kulüpler Yasası çıkmadan hiçbir şey düzelemez zaten…

YUNUS KABAL: Sorunların özü, kulüplerimizin kötü yönetildiği gerçeğinde yatıyor. Koskoca Galatasaray kulübü Mancini’ye adeta teslim olmuş durumda. Üstelik de çok büyük yanlışlar yapmasına ve başarısız olmasına rağmen… Bu yabancıya teslimiyetçilik neden? Drogba sakatlık bahanesiyle aylardır kaçak güreşiyor. Sneijder’in takım içindeki uyumsuzluğu aylardır ortada. Ama yönetim sadece seyretmekle yetiniyor. Galatasaray’ın kan kaybettiği, zayıfladığı, iddialarından çok uzaklaştığı ortada. Bu yönetimin başarısızlığıdır aslında…

Spor Teşkilatı’nda (SGM) bir içe kapanıklık olduğu kesin. Şeffaflığını yitirdi orası. Ne yöneticilerin, ne de federasyon başkanlarının icraatlarını bilen yok!

SERDAR ÇAKMAN: Aslında spor yönetimimizdeki çarpıklıkların en görüneni futbol federasyonunda yaşanıyor. Kendi kulübündeki başarısızlığı hemen herkesçe malum kişinin futbolumuzu kurtarmaya soyunması garip değil mi? Ben mi Beşiktaş’ı bu kadar borcun altına soktum? Demirören’in futbol federasyonuna şu ana kadar bir katkısı olduğunu bilen varsa, söylesin!

Yabancı hoca- yabancı futbolcu hayranlığı ve bunlara yerlilere oranla gösterilen tolerans da çok yanlış! Bu yabancı hayranlığından kendimizi kurtarmamız gerekir diye düşünüyorum. Alt yapı neredeyse kulüplerimizde unutuldu. Kendi öz evlatlarımızın yetişmesinden asla vazgeçmemeliyiz. Genç ve yetenekli bir dolu sporcumuza takımlarımızda yer vermeliyiz. Milli takımın da buna ihtiyacı var!