SONER SAYIMLAR FUTBOLUMUZU YAZDI...

Nasıl bir ülkede yaşıyoruz, anlamak mümküm değil. 

Özellikle futbol kulüplerinde, sezon tamamlanır tamamlanmaz başlayan iç çekişmeler ve teknik direktör kıyımları için herhalde söylenebilecek söz var: "Bunlara huzur batıyor kardeşim..."

Sezonun tamamlanmasıyla herhalde en büyük şok Fenerbahçe'de, teknik direktör Aykut Kocaman'ın istifasıyla yaşandı.

Başkan Aziz Yıldırım'ın "en sıkıntılı günlerinde" yanında olan ve daha önce defalarca istifası reddedilen Aykut Kocaman, "bilinmeyen bir nedenle" görevinden ayrılmak durumunda kaldı. 

Kocaman döneminde Fenerbahçe, tarihinde ilk kez Avrupa kupalarında yarı final oynama başarısını gösterirken, 29 yıl sonra Türkiye Kupası'nı aldı, ardından bir kez daha aldı. Bazılarına göre Fenerbahçe tarihinin en başarılı teknik adamı olan Kocaman'ın istifası, gerekçesi her ne olursa olsun, herhalde çok da normal bir gelişme değil.

Yıldırım Demirören'den devralınan ve ekonomik yönden son derece sıkıntı günler geçiren Beşiktaş'ta da durum çok farklı değil.

Siyah-beyazlı kulüp, mütevazı bir kadroyla sezona başlarken, takımı da eski kaptanlarından Samet Aybaba'ya emanet etti.

Aslında "feda" yılında hiç kimse takımdan büyük başarılar beklemiyordu. Fakat buna rağmen kabul etmek gerekir ki Aybaba yönetimindeki Beşiktaş, ligde taraftarlarını mutlu edecek maçlar çıkardı, şampiyonluk yarışının da son 5- 6 haftaya kadar hep içinde oldu. Buna rağmen Beşiktaş'ta ilk başta Samet Aybaba'nın ipinin çekilmesi ve sonrasında Aybaba'nın yapmış olduğu, ''Ocak ayından beri yönetim altımı oyuyormuş'' açıklaması, inanılır gibi değil. Bu bir akıl tutulması değilse nedir ?

Trabzonspor'da da olağanüstü genel kurulun ardından yeni yönetim ilk icraat olarak Tolunay Kafkas'ın kellesini alıyor. Peki neden ? Kafkas nasıl bir malzemeyle ligde mücadele etti ? Kaç ay takımın başında kaldı ki ''başarılı'' ya da ''başarısız'' olarak değerlendirilebilsin...

Ligin hiç kuşkusuz en başarılı teknik adamlarından biri de Mehmet Özdilek idi. Fakat Antalyaspor yönetimi ligin sona ermesinin ardından Mehmet Özdilek ile yollarını ayırmayı tercih etti... Hayret etmemek mümkün değil.

Futbol otoritelerince sezonun ilk yarısı sonunda, ''küme düşer'' gözüyle bakılan Elazığspor'da da Yılmaz Vural adeta tarih yazdı. Bir tarih de yönetimin yazması gerekiyordu ve bunu da yaptılar. Nasıl mı? Elbette Vural'ı görevden alarak…

Ligin centilmen takımı Gençlarbirliği de Fuat Çapa'yı gönderdi. Fakat doğrusu burada ilginç bir durum yok. Çünkü herkes artık çok iyi biliyor ki başkan İlhan Cavcav'ın hobisi bu. Teknik direktör alır, teknik direktör kovar...

Galatasaray'da teknik direktör Fatih Terim halen koltuğunu koruyor. Fakat orada da kulüp yönetimi karıştı.

Başkan Ünal Aysal, ''her nedense'' olağan üstü genel kurul kararı aldı. Mutlaka bir düşüncesi olmalı. Mesela, yönetimde kendisinin dışında ''ağır abi'' istemiyor olabilir ve buna da saygı duyulabilir. Fakat umarız bu kaos ortamı Terim'in de başını yemez. 

Aman Allahım başım döndü. Ne bu huzursuzluk? Neler oluyor? Herkes cinnet noktasında… Şampiyon olan da kupayı alan da, kümede kalan da huzursuz. Herkes birbirini yiyor... 

Türk futbolu resmen bir travma geçiriyor!