‘MİLLİ TAKIMDA OTORİTE ZAAFI VAR!’

YUSUF YALKIN: Son zamanlarda futbolumuzdaki disiplinsizlik Milli takımımıza da sıçradı. Özellikle kulüp başkan ve yöneticilerinin sorumsuzca demeçleri, kulüpler arasında husumet yarattı. Kimse kimseyi sevmez oldu. Tribün tepkileri doruk noktada. En son Volkan’a yapılan küfürlü saldırı bunun en uç örneği… Ancak, Volkan’ın da son zamanlarda yaptığı hareketlerin onu ne kadar antipatik yaptığını da görmezlikten gelemeyiz. Sevilmediği ortada… Yine de kimse kimseye küfredemez! Bunun cezası mutlaka olmalı.

Volkan’ın sahayı terk etmesine gelince… Son zamanlarda futbolumuzdaki disiplinsizliğin bir göstergesi bu. Hani Fatih Terim en otoriter hocaydı? Gökhan Töre olayı da, Volkan’ın sorumsuzca davranışı da onun döneminde!

2016 Avrupa şampiyonasına katılmamız çok zor. Her şey Çek’lerin alacağı sonuçlara endeksli… Gerçekçi olmalıyız. Fatih Terim artık şunu yapmalı; takımı yeniden oluşturmalı; Ozan, Serdar Aziz, Mehmet Ekici, Alper Potuk, Kaan Ayhan ve bunlar gibi gençler banko oynamalı. Miadını dolduran futbolcular kesinlikle bir daha kadroya çağrılmamalı. Onlara kurtarıcı gözüyle bakılmamalı. Aynı Almanya’nın yaptığı gibi bir süre alt yapıdan futbolcu çıkarıp, disiplinli, koşan, mücadele eden pırıl pırıl bir kadro oluşturmalıyız. Bu kadronun hedefi 2018 Dünya Kupası olmalı…

YUNUS KABAL: Volkan Demirel davranışıyla büyük bir sorumsuzluk sergilemiştir. Orası kimsenin çiftliği değil; ay yıldızlı onurlu formamızı kendilerine teslim ediyoruz. Dikkatli olmak, formanın kutsiyetini bilmek zorundalar. Terim’in döneminde olayların artması dikkat çekici… Otorite sıkıntısı var! Kadroda öyle oyuncular var ki, artık ununu eleyip, eleği duvara asacak duruma gelmişler. Bunlara Milli formayı veremeyiz. Onlarca genç ve yetenekli futbolcu var. Milli takım kimsenin tapulu malı değil. Ay yıldızlı ekip mutlaka gençleştirilmeli… Bir genç oyuncu da en fazla Burak ve Umut kadar gol kaçırır. Bu gerçeği görelim artık.

Bir de kendimizi kandırmamalıyız. Kimi yendik; Kazakistan’ı… Dünyada esamisi okunmayan sıradan bir takımı yenmek neden bu kadar önemli sayılıyor? Çok yanlış… Sadece 3 puan aldık, gerisi hikaye. Kazakistan’ı ligimizden herhangi bir takım da çıkar evire çevire yenerdi… Kazakistan kalecisinin ikramını da unutmayalım! Üstelik penaltımız da tartışmalıydı…

Gerçek ortada… Grupta iddiamız kalmamıştır. Tren kalktı artık. Bu trene yetişip binme ihtimalimiz yok denecek kadar az. Bu nedenle yeniden bir kadro oluşturmak için enerjimizi harcamalıyız… 2016 Avrupa Şampiyonası treni gitti gidiyor… Vagonlarda bize yer yok…

                                                                                             * * *

SERDAR ÇAKMAN: Futbolcularımızın büyük bir stres içinde olduklarını görüyoruz. Dünyanın parasını harcıyoruz; neden kulüplerimizde ve milli takımlarımızda spor psikologlarına etkin biçimde görev vermiyoruz? Volkan maç öncesi bir psikolojik seanstan geçmiş olsaydı; böyle mi davranırdı? Bu konunun dikkatle ele alınmasından yanayım. Bütün dünya sporda psikologlardan olabildiğince yararlanıyor. Biz neden yapmayalım? Hem bu ayıp bir şey değil ki?..

Sporda küfür olayının acısını çekmiş biriyim. Küfürlü tezahürat yüzünden yıllar önce hakemliği bıraktım. Acaba ilgililerin dikkatini çeker de, önlem alırlar mı diye! Ama hikaye… 20 yıl geçti, hala aynı tas aynı hamam… Bu bir eğitim meselesi… Tribüne gelen insanlar eğer, bu eğitimi almamışlarsa, işte gördük Milli kalecimize küfredebiliyor, maç oynanırken Selçuk’un formasını almak için sahaya girebiliyor!

Defalarca yasa çıkardık, değişiklik yaptık. 6222 sayılı sporda şiddeti önleme yasasının hükümlerini artık yumuşatmadan uygulamak zorundayız. Passolig uygulamasının sonuçlarını bu sezon sabırla beklemeliyiz. Bakalım nasıl bir yararı olacak tribün anarşisine? Ama şurası bir gerçek, futbolumuz büyük bir kaosun içine sürükleniyor. Büyük bir çöküş içindeyiz… Sadece oyun olarak değil, her bakımdan… Türk Futbolu iyi yönetilmiyor!