SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
HABERİ MUHAMMED ALİ'DEN ALDIM!..Spor Yazarı Yusuf Yalkın, SABAH'taki bugünkü köşe yazısında üç gün önce vefat eden ünlü boksör Muhammed Ali ile ilgili yaşadığı bir olayı anlatırken, 'Bir gazetecinin başına gelebilecek en ilginç olaydı. O da bana rast geldi' diyor...
MUHAMMED ALİ, BANA
HABER GÖNDERDİ!.. YUSUF YALKIN Yıl 1978… Tam 38 yıl önce… Tercüman Gazetesi’nde muhabirim… Sanırım yazdı… Akşam üstü… Hava kararmak üzere… Büyük Ankara Oteli ile Tunus Sefareti arasındaki büromuzdan çıkmak üzereyim, telefonum çaldı. Kapıdaki görevli, “Misafiriniz var!..” dedi ve devam etti: “Tunus’tan gelmiş… Israrla spor servisinden birisiyle görüşmek istiyor.” “Peki, gelsin” dedim. Uzun boylu, takım elbiseli gayet şık bir adamdı gelen. Yanında da genç biri vardı; tercümanıymış! Neyse uzatmayayım… Sohbete başladık. Adam, Muhammed Ali’nin Afrika temsilcisi. Elinde yetki belgeleri var. Haftada en az 2- 3 kez M. Ali’yle konuştuğunu söyledi ve ekledi: “Çok ileri düzeyde dostuz…” Ankara’ya eşini tedaviye getirmiş. Hemen yanı başımızdaki B.Elçilikte kalıyor. Adamın, “Bugün de Muhammed ile konuştum. Çok üzgündü. İnanmayacaksınız ama bana boksu bıraktığını söyledi. Yarın kararını dünya kamuoyuna açıklayacak. Bunu ilk duyan siz oldunuz” sözleriyle şoka girdim! “Olamaz” diye bağırdığımı hatırlıyorum. Dünyanın bir numaralı sporcusu Muhammed Ali boksu bırakıyor ve bunu ilk öğrenen gazeteci benim!.. Düşünebiliyor musunuz heyecanımı?.. Haber, amiyane tabirle tam da “Kucağıma” düşmüştü! Alelacele adamla bir kare fotoğraf çektirdim ve uzunca bir haber yazıp İstanbul merkezimize geçtim. Ardından da telefon ettim: “Aldınız mı haberi? Necmi abiyle konuştunuz mu?” Karşımdaki nöbetçi arkadaş, “Tamam hallederiz. Ama Necmi Bey Ada’da” dedi. Ben heyecanla, “Mutlaka bulun. Haber önemli” diye ısrar ettim. Telefonu kapadım… Ertesi gün erkenden merak içinde gazeteye geldim ve hemen sayfaya baktım. Tablo korkunçtu! Haber en dipte kibrit kutusu büyüklüğünde kullanılmış, “M. Ali’nin boksu bırakacağı iddia ediliyor” diye 2- 3 satırla geçiştirilmişti! Manşette ise ne vardı biliyor musunuz? “Cemil Turan’ın kampta kramponları kayboldu!..” Üzüldüm tabi… Aradan bir- iki saat ya geçti, ya geçmedi… Ajanslardan art arda, “Flaş… Flaş…Flaş… M. Ali boksu bıraktığını açıkladı…” diye haberler gelmeye başladı. Daha da üzüldüm doğal olarak… Tüm dünya basınını atlatmış olacaktık! Gelen haberleri dikkatle okumaya başladığım anda telefonum çaldı. Arayan spor müdürümüz Necmi Tanyolaç’tı. Öfke içinde bana, “Neden bu kadar önemli haberi iki üç satırla geçiştirdin; insan detaylı yazmaz mı?” diye bağırınca dayanamadım, “Olayı dün akşam detaylıca yazdım. Tunuslu temsilciyle olan fotoğrafımı da geçtim. Israrla size iletmelerini söyledim… Oradaki ebleh kimse, hesabını ondan sorun” dedim. Dondu kaldı! Sadece, Necmi abinin büyük bir öfkeyle servistekilere, “Bana B….’i bulun…” diye bağırdığını hatırlıyorum. Kolay değildi, bir efsanenin boksu bıraktığını manşetten ilk veren gazete olma şansını kaybetmek! Ama maalesef bu oldu. O gün ben de, gazetem de büyük bir fırsatı kaçırdık! Üzüntüm sürerken, elinde kocaman hediye paketi olan biri salona girdi. Bana doğru geldi… Ve paketi uzattı: “Size gönderdiler!” Paketin üzerinde ismimin yazdığı bir de zarf duruyordu. Zarfı merakla açtım. Şunlar yazılıydı: “Haberinizi; gazeteniz ve sizin isminizi referans kullanarak dünyaya geçtik. Sayenizde dünya ajanslarını geride bıraktık. Başarınızdan dolayı yürekten kutluyoruz. AFP (Fransız Basın Ajansı) Ankara Temsilciliği…” Sonunda, Tunuslu uzun adamın verdiği haberi anlayan birileri çıkmıştı!
böyle büyük oluyorlar...mehmet yavuz, 8 yıl önce yorumladıgazete merkezleri muhabirlerine güvenmelidirler... SÜPERFERİDUN KARPATLI, 8 yıl önce yorumladıYusuf bey, müthiş bir yazı... Türk spor medyasındaki haber anlayışı için verilebilecek en güzel örnek olmuş yazınız. Yürekten kutluyorum...
İLGİLİ HABERLER
|