SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
CANBEYLİ'Yİ KAYBETTİK!..Gazeteci ve spor yazarı Sabri Canbeyli yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayarak vefat etti...Yaklaşık 2 yıldır yakalandığı amansız hastalıktan kurtulamayan Canbeyli, saat 13.30’da aramızdan ayrıldı.
Günaydın, Sabah, Akşam gazeteleri ve Tempo Dergisi'nde çalışan Canbeyli, KESK’te basın danışmanı olarak çalıştı.
Canbeyli'nin cenazesi yarın (31 Ağustos perşembe) Ankara'da Karşıyaka mezarlığında öğle namazından sonra toprağa verilecek. Yakın arkadaşı gazeteci Besim Güçtenkorkmaz Sabri Canbeyli'yle yaşadığı bir kaç anısını paylaştı. İşte o yazı: "Sabri Canbeyli bir çok gazetede çalıştı. Bunlardan birisi de sabahın spor servisiydi. Sabah’ın Ankara spor servisi sorumlusuydum. 1990’lı yıllarda Hilton otelinin hemen yanındaki bir apartmanın tamamını kiralamıştık. Yanılmıyorsam 5 kişiydik ve bu koca apartmanda bize verilen oda çok küçüktü. “Spor servisinin yeri bu kadar olmamalı” dedim ve çevrede kiralık ofis aramaya başladım. Hilton otelinin diğer tarafında 3 oda bir salon bir yer bulduk ve taşındık. Rahmetli Ekel Türkoğlu ve Ersin Uysal ile Özer ve Tayfun'un olduğu ekibe Sabri Canbeyli de katıldı. Fotomaç’ın Ankara baskısında, 4 sayfayı tamamen Ankara haberleri ile değiştiriyorduk. Sabri bayan voleybolu ve Gençlerbirliği haberleri yazıyordu. O zamanlar Ankara takımları olan Emlakbank, ya da Vakıfbank bayan voleybol takımı şampiyon oluyordu. Bayan voleybolunun merkezi o yıllarda Ankara’ydı. Milli takımı da oluşturan bu oyuncularla enfes röportajlar yapıyordu. İşinde o kadar ilerlemişti ki, oyuncuların tamamının doğum ve evlilik günlerini biliyor, onları özel günlerinde spor servisinde toplayarak pastalı doğum günleri ile habere renk katıyordu. Urfa Siverekli Sabri Canbeyli’nin siyasi tarafı da vardı. Üniversite yıllarında, Abdullah Öcalan ile yurtta aynı yatakhaneyi paylaşmıştı. Çok varlıklı bir aşiretin büyük oğluydu ve bundan pek söz etmezdi. Sabah’a Sabri Canbeyli’yi başlatırken, gazetenin Ankara temsilcisi Bekir Coşkun’du. Urfa’lı olan Bekir Coşkun, benim bu kararımdan çok memnun olmuştu. Ama 3 ay sonra bana “ Sabri’yi işten hemen at” dedi. “Niye? Ne oldu?” diye sordum. “Orasını karıştırma hemen at” dedi. Bu kez Sabri Canbeyli’ye, “Bekir Coşkun senin hemen işten atılmanı istiyor. Ne oldu? Bilmediğim bir şey mi var?” dedim. Sabri hiç itiraz etmeden bana, “öyle diyorsa, hemen benim çıkışımı ver” dedi. Sabri’yi işten çıkarttım ama ne olduğuna anlam verememiştim. Sabri Canbeyli de, Bekir Coşkun’da hiçbir açıklamada bulunmuyorlardı. Aradan bir hafta geçti. Bekir Coşkun beni odasına çağırdı ve “Sabri’yi yeniden işe alalım, senin yanına” dedi. “Abi, yeni kovduk” diyecek oldum. “Onu hemen ara ve işe başlat” dedi. Sabri’yi aradım. “İşe yeniden başlıyorsun ama bir şartım var. Bekir Coşkun ile aranızda ne olduğunu anlatacaksın” dedim. Ve bana inanılmayacak hikayeyi anlattı. İkisinin Urfa’daki köyleri çok yakınmış ve aralarında çok eski yıllarda yaşanan bir kan davası nedeniyle hala devam eden husumet varmış. Bekir Coşkun, husumet aklına gelince Sabri’yi işten çıkartıyor ama kısa süre sonra pişmanlık duyup işe yeniden aldırıyordu. Bu işten atılma ve alınmalar bir-iki kez daha devam etti.
Sabri aynı zamanda Gençlerbirliği muhabirliğimizi yapıyordu. Gençlerbirliği takımından da harika özel haberler getirip, gazeteye önemli katkı sağlıyordu. Aynı zamanda koyu Gençlerbirliği taraftarıydı. Gençlerbirliği takımı 1987 yılında Eskişehir’de Eskişehirspor’u yenerek Türkiye Kupasını kazanmıştı. Sabri Canbeyli bu maçı hem fotoğraflayacak, hem de yazacaktı. Filmlerle birlikte Ankara’ya dönünce, şehir baskısı için mükemmel bir yazı yazdı. Filmler yıkandı. Seçmek için masaya oturdum. Maçtan görüntüler vardı ama kupanın kaldırıldığı tek bir kare yoktu. Sabri’de yazıyı bırakıp, fotoğrafları beklemeden gazeteden çıkmıştı. Ana fotoğrafı çekemediği için Sabri’ye kızdım. Gecenin o saatinde, fotoğrafı ajanstan kullanmak zorunda kaldım. Ajanstan gelen fotoğraf, Sabri’nin niye o fotoğrafı çekemediğini çok iyi anlatıyordu. Çünkü Gençlerbirliği futbolcuları, kupayla bir sevinç kulesi oluşturmuşlardı ve o kulenin en üstünde futbolcularla sarmaş dolaş olan, kendinden geçmiş haldeki Sabri Canbeyli vardı.
Yaptıklarıyla, yaşadıklarıyla, yapamadıklarıyla, yaşayamadıklarıyla benim hayatımda da önemli izler bırakan Sabri Canbeyli’yi bugün toprağa veriyoruz. Mekanı cennet olsun."
Kaynak: www.gezintihaberleri.com
İLGİLİ HABERLER
|