BU DİRENİŞİN ADI ŞAMPİYONLUK !..

YUSUF YALKIN: Öncelikle şunu görmemiz lazım. F. Bahçe şampiyon oldu. Bunu sadece futbolcular ya da teknik adam sağlamadı. Başkan Aziz Yıldırım’ın onca sorun yaşamasına rağmen kulübüne sahip çıkması ve herkesin arkasında durup, destek olması… Bu gerçekten bir kulüp için örnek bir yönetim biçimi… “Kol kırılır, yen içinde kalır” misali; ser verip sır vermediler. her şeyi lokal bir biçimde çözdüler. Sorunları kendi aralarında çözümlemeye, hep güçlü oldukları izlenimi vermeye çalıştılar ve bunu da başardılar. 3 yıla yakın bir süredir her gün problem yaşamalarına rağmen, Başkan Yıldırım’ın, “Dirayetli davranışı ve dik durması” onlara güç verdi. Yabancılar bile sorun çıkarmadılar. Başkanın ve yönetim tarzının, bir kulüp için ne denli önemi olduğu bu sezon F. Bahçe’de net bir biçimde görüldü.

Elbette, Ersun Yanal’ın teknik adam olarak duruşu da “Çok önemli” oldu. Yanal, takımını hep hazır tuttu. Mücadeleci ve oyunu sonuna değin kovalayan bir ekip yarattı. Üstelik, her takım onlarca sporcu alırken, ara transferde tek futbolcu dahi transfer etmediler. Bu, “Bir inanmışlığın ve birbirine güvenmişliğin” bir görüntüsüdür.

Futbolcular da, “Tepedekilerin bu örnek tarzı ve tavrı” karşında aynı sportmenliği, direnişi, haksızlıkla mücadeleyi, hep beraber, bir bütün olarak benimseyip mücadele ettiler. İnandılar ve başardılar! Şampiyonluk bir bakıma, “Bir direniş mücadelesinin” sonunda geldi. Bu düzeyli başkaldırı ve mücadele azmi, rakiplerince de saygı gördü. Fenerbahçe’nin bu şampiyonluğu, alınlarından akan terin, inanmışlıkla bütünleşmesi sonunda sağlandı. “Tertemiz bir şampiyonluk” bu…

YUNUS KABAL: Ben genelde Spor Kritik’te şunu iddia ettim. “Galatasaray şampiyon olacaktır” dedim. Ama yanıldım! Çünkü, Mancini faktörünü düşünememişim! Bir teknik adamın, bir futbol takımını bu kadar “Kötü” etkileyeceğini aklımın ucuna getiremezdim. Ama, maalesef Mancini bunu başardı! Galatasaray’a hiçbir şey vermediği gibi, çok olumlu şeyi de tuzla buz etti.

Gerçekten Ersun Yanal’ı kutlamamız gerekir. Kendisiyle ilgili yerleşmiş bir düşünceyi de bu şampiyonlukla yok etti. Yanal’ın çalıştırdıkları ekipler, bir çıkış yakalar ama bir noktadan sonra “Ani çöküşler” yaşarlardı. Bu sezon Ersun Yanal’ın Fenerbahçesi’nde olmadı bu… Sarı Laciverli ekip trendini düşürmedi. Kısmi bocalamalar yaşamalarına rağmen, ani bir düşüş yaşamadılar!

Ama şunu da söylemeden edemeyeceğim. Şampiyon olan Fenerbahçe de dahil, Türkiye’de hiçbir takım iyi futbol oynamıyor. Avrupa düzeyine yaklaşamıyoruz… Kendimizi kandırmayalım. Bizim futbolumuz hala tat vermiyor…

SERDAR ÇAKMAN: Öncelikle şampiyonluklarından dolayı tüm camiaya hayırlı olsun diyorum… gerçekten övgüye layık bir mücadele sergilediler. Hemen her maçta sahaya “İnançla ve kazanma azmiyle” çıktılar. Başlangıç maçında Konya’da 2-0’dan maçı 3-2 kaybetmelerinden sonra hatırlıyorum Ersun Hoca, “Kimse endişe etmesin. Fenerbahçe şampiyon olacaktır” cümlesini kurdu. Baştan beri bu inançlarını yitirmediler. 6. hafta oturdukları liderlik koltuğundan, ligin bitimine 3 hafta kala şampiyonlukla ayrılıyorlar. Bu kolay elde edilir bir başarı değil. Saygı duyulması, örnek olarak gösterilmesi gereken bir mücadeledir bu.  Bu nedenle, şampiyonluklarını bir kez daha kutluyorum…

Ezeli bir rekabet içinde olmalarına karşın, hem Beşiktaş’ın hem de Galatasaray’ın bu başarıya alkış tutmaları da önemli bir davranış. Dileriz bunlar kalıcı olur. İyi olanı alkışlamak, mücadeleye saygı göstermek erdemli bir davranıştır.

Ancak, Türkiye’de futbolun sorunları maalesef bitmiyor. Yasalara rağmen, futbolumuzun içindeki “Olayları” arındıramıyoruz. Çünkü yasayı layıkıyla uygulamıyoruz. Sulandırıyoruz! Bir maçta olay çıkaran kişiyi, bir başka maçta maalesef tribünde görebiliyoruz. En son, Galatasaray Store’de meydana gelen olay; inanılmaz biçimde üzücü. Yapanların mutlaka cezalandırılmaları gerekiyor!