SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
ATATÜRK VE SPORGazeteci Yusuf Yalkın soruyor: Atamızın spora verdiği önemi yeterince anlayıp, genç nesillere layıkıyla anlattık mı? İşte o yazı...
Atamızı, ölümünün 80. yıl dönümünde saygı ile anarken, düşünmemiz gereken kimi şeyler olduğu kanısındayım…
Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ulusumuza sunduğu en büyük nimetlerden biridir cumhuriyet… Atamızın Türkiye Cumhuriyeti’nde spora verdiği önemi acaba yeterince biliyor muyuz? Bunu bir nebze anlatabilmek için, bir alıntı ile başlıyorum yazıma… Yüce Atatürk’ün ölümünü takip eden günlerde, o dönem sadece Avrupa’nın değil, dünyanın en popüler spor gazetesi olan ve Fransa’da yayınlanan L’ Auto’da çıkan geniş bir makalede, Mustafa Kemal’in spora verdiği büyük önem uzun uzun övülürken, şu görüşlere yer verilir: “Dünyada ilk defa beden eğitimini mecburi kılan devlet adamı Atatürk oldu. Yalnız kağıt üzerinde, nutuklarda değil, bir fiil yerine getirdi. Stadyumlar ve çeşitli spor merkezleri tesis ettirdi. Halkevlerinin spor kollarını bizzat murakabe etti. Milletin mukadderatına hakim olduğu günden itibaren Türkiye’de spor, gittikçe artan bir önem ve değer kazandı.” Peki, biz Atamızın spora verdiği önemi yeterince anlayıp, genç nesillere layıkıyla anlattık mı? Tartışılır! Büyük Atatürk’ün gençliğe ve spora verdiği ehemmiyet üst seviyedeydi. İşte, bu konudaki söylemlerinden biri: “Spor, yalnız beden kabiliyetinin bir üstünlüğü sayılmaz. İdrak ve ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı kısa olan kuvvetliler, zeka ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim.” Atamız, çizdiği bu çerçevede, sporun özündeki “Ahlak ve sportmenlik kavramına” atıfta bulunurken, insanın aklına ister istemez bugünkü stat- salon kavgaları, patavatsız pervasız demeçler, sporumuzun içine yerleşmiş gereksiz kaba ve yakışıksız çekişmeler, çirkinlikler, şikeler, düzenbazlıklar, vurdum duymazlıklar geliyor. Mustafa Kemal Atatürk, sporda başarılı olabilmenin sadece bireysel değil, ulusça çaba gösterilerek gerçekleştirilebileceğine de parmak basmış şu sözleriyle: “Açık ve kati olarak söyleyeyim ki, sporda muvaffak olabilmek için her türlü yardımdan ziyade, bütün milletçe sporun mahiyetinin ve değerinin anlaşılmış olması gerekmekte; onu kalpte muhabbet ve vatani bir vazife olarak telakki eylemek lazımdır.” Yazımı Mustafa Kemal’in sporcuya verdiği önemi çok açık gösteren bir örnekle bitirmek istiyorum. İtalyanları yenen Milli güreş takımımız, Florya’daki cumhurbaşkanlığı köşkünde Atatürk tarafından kabul edilir. Ulu önderimiz sporcuları teker teker kutlar. Bu arada şampiyon olan ağır sıklet güreşçimiz Çoban Mehmet’e takılır: “Sen herkesi kolayca yeniyorsun Mehmet… Seninle güreş tutsak, beni de yener misin?” Koca Çoban, çocuksu bir mahcubiyet içinde başını öne eğerek; “Sizi bütün cihan yenemedi Paşam, ben nasıl yenebilirim?” der. Büyük Atatürk, Çoban Mehmet’in bu sözleri karşısında pek duygulanır ve şampiyonumuzu alnından öper. Atamızın önünde bir kez daha saygı ile eğiliyorum… KUTLARIM SİZİ...Tosun Kardelen, 6 yıl önce yorumladıSayın Yalkın; memleketimizin kurtarıcısı Mustafa Kemal Atatürk'ümüzün spora olan alakasını harika bir biçimde kaleme almışsınız. Tebrikler... Saygılar...
İLGİLİ HABERLER
|