SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
ŞAMPİYON BEŞİKTAŞ'A BAKIŞ!..
Turgay Şeren Sezonu, Beşiktaş’ın şampiyonluğu ile noktalandı. Dedikodu götürmeyecek temiz bir şampiyonluk… Taraflı tarafsız futbol seyircisinin bu mevsimin en seyirlik futbolunu sergileyen Beşiktaş’ı kutlamaları sevindirici bir resim. Yan tutmak ile seyredilir futbolu alkışlamak bir seviye göstergesi. Futbol zevki için, bunun sürmesini dilerim. Kim ne derse desin futbol, dünyanın her tarafında, insanların kadın-erkek- çocuk, tümden bir eğlencesi, seyirliği olmuştur. Onun çirkinleştirilmesine göz kulak olmak, yavanlıklara karşı çıkmak, yazılı ve sözlü medyaya düşer.
Ülkemizde kuruluşu yüz yılı aşmış üç büyükler ile Trabzonspor, her mevsim bu seyri hoş oyunun baş aktörleri olurlardı. Bu yılın yarışı biraz renksiz geçti diyebiliriz. Ancak, Başakşehir, Antalyaspor ve Konyaspor takımlarını da kutlamak gerek. Sınırlı olanaklar içinde de olsalar lige renk katmayı başardılar. Konya’nın Başakşehir’den kurtardığı (Penaltılarla da olsa) Ziraat Türkiye Kupası, kıvanç verici. Dört büyükleri geride bırakmak az şey değil. Konya’yı kutlarım. Bu sezon Beşiktaş dışında kalan üç büyükler, dengeli, oturmuş birer takım görüntüsü veremediler. Bu durum Turgay Şeren yılına yakışmadı doğrusu. En az 10 yıl seyrettiğim Turgay, sadece GS’nin kalecisi, kaptanı değildi. Edepli, centilmen, sevecen bir sporcuydu. Kendisine en çok gol atan Fener’in yıldızı Lefter ve Beşiktaş’ın Baba Recep’i en samimi arkadaşları idi. Sahada kıyasıya mücadele eden o dönemin futbolcuları, dışarda can ciğer arkadaş, dost idiler. O sevecen hava Almanya’yı yendiğimiz 2-1’lik Berlin zaferini (1951), İstanbul’da yenilmez armada olan Macaristan Futbol takımını 3-1 yendiğimiz unutulmaz yengiyi yaratmıştı. İnönü Stadı’nda izlediğim o Macaristan maçının heyecanını unutamam. Beşiktaş bu yıl kazandığı şampiyonlukla formasına 3.yıldızı takmayı da başarmış oldu. 15 şampiyonluk yaşamak dile kolay. Hele arka arkaya şampiyonluğa ulaşmak alkışlanacak bir olay. Başkanından malzemecisine dek bir bütün olarak düşündüğümüz bir kulüp, bir topluluk, seyircisi ile bütünleşemezse, başarı şansa kalmıştır. Şampiyonlukları şans tabanına oturtma durumunda, bu işin zorluğunu, ciddiyetini, emeğini, çabasını ciddiye almıyoruz demektir. Çağımızda artık her atılım, beyinsel ve bedensel uyumları gerektiriyor. Basit gibi görülen şu transferler bile, enine boyuna düşünmeyi gerektiren bir olgu. Körlemece yapılan transferler başarı gösteremeyen takımlarımızın parasal sorunlar içinde kıvranmalarına mal oluyor. Beşiktaş’ın Gaziantep maçında attığı goller seyre değer nitelikteydi. Beşiktaş’ta Sergen’den sonra umulmadık bir sol ayak çıktı ortaya; Talisca… Sol ayağının içiyle vurduğu, 90’dan ağlara takılan frikik golleri…Sol ayağının içini, dışını, üstünü eli gibi kullanan bu Talisca’yı Avrupalılar zor bırakırlar Beşiktaş’a… Beşiktaş beklenmedik hatalar yapan savunmasına değin, çok başarılı golcülerle arka arkaya şampiyonluklara ulaştı. Geçen yıllarda Gomez, Demba Ba, Cenk, Sosa… Bu yıl Babel, Aboubakar, Cenk ve Talisca … Ancak Şampiyonlar Ligi’nde üst sıralara ulaşmak defolu savunmalarla zor yürür. Hele İtalyanların Akdeniz zekası, İspanya’nın futbol sanayisi, Britanya Adaları’nın geleneksel futbol birikimi, Almanya’nın disiplinli oyun anlayışları düşünülürse… Bu makale 82948 kez okundu Yükleniyor...
|