SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
HENTBOLDE BİR ARPA BOYU...Usta Gazeteci Yusuf Yalkın, Milli takım bazında bir türlü başarıyı yakalayamayan Türk hentbolünü masaya yatırdı. Yalkın, yazısında “neden sıçrama yapamıyoruz?” sorusuna cevap arıyor…
HENTBOLDE NE KADAR İLERLEDİK?
9 yıla yakın bir süredir Hentbol Federasyonu başkanlığı yapan Bilal Eyüpoğlu’nun bir demecini okuyunca bu yazıyı kaleme almaya karar verdim…
Eyüpoğlu açıklamasının bir bölümünde şunları söylüyor:
“Erkek ve kadın milli takımlarının gelecek yıllarda başarılı olabilmesi adına gençleştirmeye gittik. Hentbole ilgiyi artırmak için çalışmalar yapacağız. Alt yapıda projelerimiz olacak…”
Şimdi soruyorum; “göreve geldiğinizden bugüne değin, Milli takımlar bazında Türkiye en ufak bir başarı elde etti mi? Milli takımlarımız Avrupa ve dünya şampiyonaları ile olimpiyat oyunlarına katılabilecek mi? Bunu başarabilmek için daha ne kadar bekleyeceğiz?..”
Hiç kimse gülümsemesin!
Basketbol ve voleybolda bunu gördük. Onlar yapabiliyorsa, hentbol neden yapmasın?
Ancak, bunun organizasyonu zor iş!
Bilgi ister!
İnanç ister!
Gayret ister!
Sabır ister!
Ve daha da önemlisi “ekip” ister!
Dirayetli, kararlı ve çalışkan bir ekip!
Varını yoğunu buna ayıran, zamanını bu iş için kullanan, hentbol sevgisini yüreğinde hisseden, yılmadan, bıkmadan çaba gösteren bir ekip!
Var mı bunlar mevcut federasyonun yapısında?
* * *
Eskiden kısıtlı maddi olanaklar vardı.
Spor teşkilatı bütçeyi federasyonlara dağıtırken kılı kırk yarardı.
Bu nedenle para özenle harcanır, çarçur edilmezdi!
Organizasyonlar yapabilmek pek de kolay değildi, üst yönetimler turnuvalara kolay izin vermezdi.
Sürekli, “az harcama yapın” denirdi…
Oysa 2002’den 2017 yılının ortalarına kadar müthiş bir para imkanı sağlandı federasyonlara…
Tabii hentbol federasyonu da bu bolluktan oldukça fazla yararlandı!
Ama sunulan bu imkanı başarıya maalesef dönüştüremedi.
Yani, amiyane deyişle havanda su dövüldü, boşa zaman harcandı…
Kimse beni inandıramaz!
Ortada herhangi bir başarı yok…
İlerisi için de umudum yok, inancım yok, başarıyı hayal edesim bile yok!
Eyüpoğlu’nun ortaya attığı Milli takımlardaki gençleştirme işi de, “başarısızlıklara” şimdiden bahane yaratmaktan öte bir şey değildir bana göre!
* * *
Hiç kıvırmadan, her zaman olduğu gibi düşüncemi net ve anlaşılır biçimde yazıyorum:
“Federasyonun çalışmaları ile kulüplerin gösterdikleri çaba ve elde ettikleri başarılarını birbirine karıştırmayın… Bazı kulüplerimizdeki başarı pırıltılarından federasyonun kendine paye çıkarması yanlış!.. Federasyon kendi yaptıklarıyla övünebilir, kulüpler kendi yaptıklarıyla… Mesela, futbolda Beşiktaş’ın başarısı ne Demirören federasyonunu, ne de Millilerden sorumlu Fatih Terim’i kurtaramamıştır… Eğer hentbolde Milli takımlardaki gençleştirmeden, alt yapılardan sporcu çıkarmadan, bu spor dalına ilgiyi artırmadan falan söz edilecekse; mevcut federasyonun önünde daha önceki yıllarda gerçekleştirilmiş çok başarılı çalışmalar var. Arşivleri açıp bakabilirler. 1988-1993 yılları arasında gerçekleştirilen tüm aktivitelerin amacı hentbolün ayağa kalkması içindi. Yıldızlar projesi adı altında yürütülen alt yapı çalışmaları, müthiş yetenekli genç bir kuşak bulunmasını sağladı. Hentbol tamamen yok olmasıysa, bu çalışmanın olumlu sonuçları yüzündendir, hala o günlerden günümüze kalanların sayesindedir. O dönemde federasyon ve okul ilişkilerinin çok olumlu olması, hentbolün patlama yapmasının en büyük sebebiydi. Beden eğitimi öğretmenleri kurslardan geçirilerek hentbol ailesine dahil edildi. Öğretmenler hentbolü benimsedi. Okulların büyük bölümünde hentbol en önde gelen spor dalı haline getirildi. Bunun sayesindedir ki, hentbol kaybolup gitmedi. Unutulmasın ki, projeler süreklilik ister. Ne var ki, sonraki federasyon yönetimleri bu çalışmayı devam ettirmeyip, görmezden geldiler. Amerika’yı yeniden keşfetmeye kalktılar. Zaman boşa harcandı. Yine o başarılı dönemde, kulüp- federasyon ortak çalışmaları sonucunda tribünler ilk kez dolmaya başladı. Medyanın ilgisi üst seviyeye yükseldi. Maçlar manşetlere taşındı, yıldız tablolu, hatta yorumlar yazılarak verilmeye başlandı. Bu gelişmelerden rahatsız olan voleybol ve basketbol federasyonları yeni hamleler yapmaya, kendilerine çeki düzen vermeye başladılar. Aynı süreçte hentbolde hakemlik sıçrama yaptı. Kokartlı hakem sayısı rekor sayıya ulaştı…”
* * *
Üzülerek söylemek gerekirse; hentbol camiasının bir kesimi; kendi çıkarı doğrultusunda hareket eden bazı kulüplerin ve antrenörlerin dolduruşuyla maalesef o dönemin federasyonuna bayrak açtı. Kıskançlıklar mantığın önüne geçti. Haksız ve mesnetsiz eleştirilerin, hatta suçlamaların dozu arttı. Ortalık yangın yerine döndürüldü. Türk spor tarihinde hiçbir branşta görülmemiş bir linç kampanyası başlatıldı. Ve sonuçta federasyon el değiştirdi… Fazla yoruma gerek yok; o günden bugüne gelinen nokta ortada… Haaa, aklıma gelmişken sorayım; o haksız yaygarayı çıkaranlar nerede şimdi?
Son sözüm de şu:
“Artık hentbolde alt yapı çalışması yapmaya da gerek yok, gençleştirmeye de! Takımlarımız yabancı sporcuların işgalinde… Bizimkilerin yeri de yedek bankları… Bu kadar yabancıya teslim olursak, Milli takımlarda başarılı olmak için daha yüz yıl bekleriz!..”
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|