YUSUF YALKIN'LA FUTBOL SÖYLEŞİSİ...

Duayen Gazeteci ve Spor Yazarı Yusuf Yalkın futbolumuz, süper lig ve Beşiktaş’ın şampiyonluğunu sitemize değerlendirdi.

Biz sorduk, Yusuf Yalkın yanıtladı…

“-Türk futbolu hakkında genel bir değerlendirme yapar mısınız?”

“-Öncelikle şunu belirmek isterim. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de salgın nedeniyle çok farklı bir ortamda yaşadık her şeyi… Seyircisiz futbol, öksüz kalmış evlada benzer. Buna rağmen, federasyonun ve kulüplerin ortak akıl ve yaklaşımları liglerin başarıyla tamamlanması sağladı. Hiçbir kulüp “futbolcularım covid oldu, seyirci yok, gelir kaybına uğruyoruz” gibi gerekçelere sığınmadı; konulan kurallara uydu, sahaya çıkıp mücadelesini verdi... Kulüpler de, futbolcular da, hakemler de, taraftarlar da düzeni bozucu hiçbir yola tevessül etmediler. Çok önemli bir tavır bu… Bu tutumlarını taktir etmek gerekir. Ayrıca Milli takımımız da türlü olumsuzluklara karşın üst düzey şampiyonlara yönelik başarılara imza attı. Atmaya da devam ediyor. Bu gerçeği de görmek zorundayız. Zaten Milli takıma ayrı bir parantez açılması gerekir. Eğrisiyle doğrusuyla irdelenmelidir. Ama genel anlamda Türkiye futbolda pandemiye rağmen sınıfı geçti ve işin sonunu başarıyla getirdi. Ülkemizde yüzlerce sorun yaşanırken, bunu başarmak kolay değil! Özetle genel görüntü bu futbolumuzda…

“-Süper Lige dönelim o zaman… Nasıl bir sezon geçirdik?”

“-Yukarıda değindiğim gibi, zor koşullara rağmen futbol ligleri devam etti. Evlerine kapanan insanlar için bu durum moral kaynağı oldu. Psikolojilerinin bozukluğunu gidermede önemli etken oldu. İnsanlar futbol konuşarak, tartışarak, okuyarak izleyerek teselli buldular. Sporun toplum için ne denli büyük bir olgu olduğu gözler önüne serildi. Şampiyonluk çekişmesinin son haftaya kadar sürmesi de ayrı bir heyecan getirdi. Futbolcuların kocaman statlarda sessizlik içinde maç yapmaları zor bir durum... Konsantrasyonunuzu olumsuz etkiler. Teknik adamların oyuncularını maça hazırlamalarını da zorlaştırır elbette. Kolay değil; 20 bin, 30 bin, 50 bin kişi önünde oynamak başka, boş tribünlere karşı oynamak başka… Ama dediğim gibi herkes özveride bulununca lig selametle bitti. Açıkçası futbol, pandemiden yılan, yıkılan, moral olarak çöken insanımız için tam anlamıyla ilaç oldu…

“-Beşiktaş şampiyon oldu. Hak etti mi peki?”

“-İnsaflı olan, mantıklı düşünen, hayata adil ve gerçekçi bir pencereden bakan herkesin Beşiktaş’ın şampiyonluğuna şapka çıkarması gerektiğini düşünüyorum. Fanatik kişilere bunu kabul ettirmek kolay değil elbette. Zaten onların düşüncelerine de saygı duyulmasından yanayım. Demek ki, öyle görüyorlar, öyle düşünüyorlar. Bana göre, Beşiktaş’a şampiyonluk anasının ak sütü gibi helaldir. Çıktılar, mücadele ettiler, iyi futbol oynadılar, taraflı tarafsız milyonlarca insanın beğenisini kazandılar ve hak ettikleri şampiyonluğa ulaştılar. Bu bir gerçek! Güneşi balçıkla sıvayamazsınız. Tabi şunu da belirtelim, hep iyiler miydi; hayır… Bocaladıkları dönem de oldu. Özellikle son haftalarda sakatlıklar nedeniyle kadro kurmakta bile zorlandılar! Düşünebiliyor musunuz, sizin kolunuz kanadınız olan, maçın gidişatına yüzde yüz etkileri bulunan Cenk Tosun ve Aboubakar yok! Kartal’ın kolu kanadı kırık yani… Daha bir çok isim sayabiliriz burada. Zoru yendi Beşiktaş!  Şampiyonluğu kazanmak için sakatlıkları bahane etmediler. Birleştiler, bütünleştiler, inandılar; takım ruhu denilen şey de bu zaten. Tek tek isimler üzerinde durmak istemiyorum. Hepsi çok büyük katkı verdi takıma. Sadece burada Raşit Ghezzal’dan söz etmek isterim. Çok özellikli, çok hünerli, çok farklı bir futbolcu… Şampiyonluğa katkısı büyük! Seneye de takımda kalacağını söylüyorlar. Demek ki, bir sezon daha onu keyifle izleyeceğiz!

“-Elbette var. Galatasaray… Kulüpteki büyük sorunlara karşın yarışı son saniyeye kadar sürdürdü. Averajla kaybetti. Şimdi bu takıma ‘başarısız oldu’ diyebilir miyiz? Fenerbahçe’ye gelince… Çok geniş ve kaliteli bir kadro kurmalarına ve sezon öncesi ‘banko şampiyon olur’ denilmesine rağmen, çeşitli nedenler yüzünden sonunu getiremediler. Özetle başarısız oldular. Daha da açmak istemiyorum konuyu. Çok uzar çünkü… Aynı şekilde Trabzonspor da bende ‘hayal kırıklığı’ yarattı. Kadroları iyi olmasına rağmen, çıtayı bir türlü yükseltemediler.”

“-Olmaz mı? Şimdi bu noktada Hatayspor’dan söz etmemek haksızlık olur. Süper ligde daha ilk sezonlarında lige hava getiren, bu kadar popüler olan, beğenilen bir başka takım ben hatırlamıyorum. Yepyeni bir kadro, yepyeni bir teknik heyetle bunu başardılar. Boupendza gibi adı sanı bilinmeyen Gabon'lu bir futbolcuyu bulup, Süper Lig’de ‘Gol Kralı’ yaptılar. Ona benzer takımda 5-6 isim daha var. İlginç bir yapı kurdular. Ligi 6.sırada bitirdiler ama talihsiz denilebilecek en az 5- 6 müsabakada puanlar yitirdiler. Güzel futbollarına yakışmayan sonuçlardı bunlar... Bu kayıpları olmasaydı belki şimdi biz Hatayspor’un ligdeki ‘büyük sürprizinden’ söz edecektik. Bu arada Avrupa kupalarına katılma şansını stratejik hataları yüzünden son anlarda kaybettiler... Bunu acemiliklerine sayalım. Dilerim, yaptıkları hatalardan ders çıkarırlar, ligimize renk katmaya yeni sezonda da devam ederler.

“-Son sözleriniz neler olacak?”

“-Başkent’in önümüzdeki sezon süper ligde takımı olmayacak. Gençlerbirliği ve Ankaragücü küme düştü. Çok üzüldüm buna… Uzun yıllardır Ankara’da görev yapıyorum. Bu ekiplerin çok başarılı oldukları dönemlere tanık oldum. Rahmetli İlhan Cavcav ve onun gibi usta başkan ve yöneticilerle bu kulüplerin neler yapabildiğini iyi bilirim. Haklarında çok şey yazdım. Onlar benim için önemli futbol öğeleri… Ligin bu takımlardan yoksun kalması gerçekten çok üzücü ve düşündürücü… Kulüp yönetmek sanıldığından da zor bir iştir.  Bir sanattır... Bu bir kez daha ortaya çıktı.