SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
YİNE DÜŞEŞ ATTI!..Gazeteci Yusuf Yalkın, Arda olayını mercek altına alırken, Kosova maçı öncesi ve sonrasının ayrı ayrı ele alınması gerektiğini dile getirdi. İşte o yazı...
A Milli Futbol takımımızı izlerken kafamdan şöyle bir soru geçti:
“Arda olayının patlak vermesini acaba hayra yormak mı lazım?..” Makedonya ile oynadığımız ve son derece başarısız bir futbol sergilediğimiz hazırlık müsabakasının ardından meydana gelen Arda Turan’ın gazeteciye saldırması olayı, futbol camiasında şok etkisi yaratmıştı. Hadisenin duyulmasının ardından spor kamuoyunda “Yeni bir kriz doğuyor” düşüncesi oluşmuştu. Hatta bunu fırsat bilip, federasyonu yerden yere vuranlar, kendini “kurtarıcı gibi” ortaya atanlar, durumdan “vazife çıkaranlar” bile oldu… Arda Turan olaylarla ilgili konuşmuş, olayın muhatapları Gazeteci Bilal Meşe, Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören ve Türkiye Futbol Direktörü Fatih Terim ise başlangıçta ya “susmayı” ya da “Çok temkinli konuşmayı” yeğlemişlerdi. Bunu, “bilinçli biçimde mi böyle yaptılar; yoksa şaşkınlıklarından mı”; doğrusu o sıralar buna net bir cevap bulamamıştım! Öyle ya da böyle… Milli takım “sıkıntılı bir süreci yaşadıktan sonra” Kosova ile Dünya Kupası grup eleme maçına çıktı. Ve rakibini 4- 1’lik skorla mağlup etti! Tam maçı analiz etmeye başlayacakken, kriz dönemlerinde sık sık gündeme gelen “Fatih Terim şansı” yakıştırması geldi aklıma… Evet ya… Bu bir Fatih Terim şansıydı! Türkiye, kaos sonrası grubun en zayıf ekibi Kosova ile oynuyordu… Rakip Hırvatistan ya da İzlanda olabilirdi! Bu moralsizlik içinde bizi farklı yenebilirlerdi! Gruptaki şansımız iyice azalabilirdi… Ortalık bir anda “Yangın yerine” dönebilirdi… “Terim istifa” sesleri yükselebilir; Yıldırım Demirören federasyonu “topa” tutulabilirdi… Bunların hiç biri olmadı ama… Kosova’yı yenmiştik… “Fatih Terim şansı” devreye girmişti… Kamuoyu galibiyetin sevincini yaşarken, olayların üstüne yavaş yavaş sis perdesi çökmeye başladı bile. Bir iki artçı çalkalanmanın ardından, kısa bir süre sonra da Arda Turan olayı unutulacak. Biz toplum olarak böyleyiz… Günlük yaşarız… Planı, programı, geleceği pek de fazla aklımıza getirmeyiz. Yazımın girişinde söylediğim gibi, bu tip olayları çoğunlukla hayra yorarız! Şunu düşünmeyiz: “Kosova’yı 10- 0 yensek bile bu futbol adına çok şey ifade etmez!..” Çünkü… Kosova FİFA’ya yeni dahil olmuş, sıralamada sonlarda yer alan güçsüz bir takım… Uluslararası alana daha yeni adım atıyorlar! Emekleme dönemindeler! FİFA standartlarına uygun statları bile yok; maçlarını komşu ülkelerde oynuyorlar! Türkiye’nin galibiyeti elbette önemli… Hırvatların İzlanda’ya yenilmesinden sonra grubumuzda her şey sil baştan oldu… Olasılıklar arttı… Hırvatistan, İzlanda, Türkiye ve Ukrayna’nın bundan sonraki her karşılaşması sıralamayı belirleyecek öneme geldi… Her şey olabilir! Grupta Türkiye’nin de birincilik ihtimali var. Zaten, Fatih Terim’in Kosova galibiyetinden sonra yaptığı “geniş ama çoğu pek iyi anlaşılamayan açıklamalar”, işte bu olasılığın yeşermesine, filizlenmesine dayanıyor! Terim, konjonktürün değiştiğinin farkında… Şimdi şansının rüzgarıyla esiyor… Gürlüyor… Dedik ya; karşımıza Kosova değil güçlülerden biri çıksaydı böyle mi olurdu?
İLGİLİ HABERLER
|