SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
ULUSOY'DAN ÇARPICI AÇIKLAMALAR!..1954'deki dünya kupası vizesinden sonraki 5 önemli şampiyonada imzası bulunan Haluk Ulusoy, başarısızlığın faturasını Yıldırım Demirören federasyonuna keserken TFF yönetimini görevi bırakmaya davet ederek, 'Hakikaten yeter. Bıktırdılar insanı. İnsanların içindeki milli takım olgusunu geberttiler, kararttılar. Çare sadece teknik direktör değildir. Bunu bu insanların, bu ülkenin bilmesi gerek' diyen Ulusoy, 'Yıldırım Demirören federasyonu acilen genel kurul kararı alarak güven tazelemelidir' dedi...
Milli Takım'dan TFF yönetiminin şike sürecindeki tutumuna; Trabzonspor taraftarlarının isyanından, Yıldırım Demirören'in Galatasaray Başkanı Ünal Aysal'a verdiği cevaba birçok konuda sert ve önemli açıklamalarda bulunan Ulusoy, Demirören'in sessizliğinin, cesaretsizliğinin nedeninin geliş biçiminden kaynaklı olduğunu belirterek, ''Türk futboluna hiçkimse bunlar kadar kötülük daha yapmadı yeter artık gidin. Önümüzdeki yılları kaybettirmesinler. Gelecek yılları kaybettirmesinler. Allahlarını seviyorlarsa ülkelerini seviyorlarsa futbolu seviyorlarsa bıraksınlar artık o koltukları gitsinler. Gitsinler bir genel kurula madem öyle bir güven tazelensinler, tazeleyebilirlerse bakalım. Şu saatten sonra genel kurulun karşısına çıkıp güven tazelemek mecburiyetindeler.'' dedi.
İşte federasyon başkanlığı döneminde özellikle milli takımın tarihi başarılarıyla dikkat çeken TFF eski başkanı Haluk Ulusoy'un yaptığı o özel açıklamalar;
''Bu işi buraya getirenler utansın. Ama onlarda da utanacak yüz, astar kalmamış. Bütün tribünler yeter diye bağırıyor, Fenerlisi, Galatasaraylısı, Trabzonsporlusu, Beşiktaşlısı... Buna rağmen yeter denen insan hâlâ o koltukta oturabiliyorsa yüzsüzlüğe vuruyorsa ne diyelim. Milli maç bir mozaiktir. Futbolun Türkiye'nin bir mozayiğidir. Milli maçlar, Fenerbahçelisi, Galatasaraylısı, Beşiktaşlısı Trabzonsporlusu, aklına gelebilecek Türkiye'nin her yerinden insanların bir araya geldiği maçtır. Dün gördük farklı farklı takım formaları giymiş insanlar bir aradaydılar. Bunlar artık bir ağızdan yeter artık defol git diyorsa sen de hiçbir şey olmamış gibi sesini de çıkartmıyorsan buna rağmen hiçbir cevap vermeden oturabiliyorsan hocanın da attığı imzayı hatıra diye duvarına asabiliyorsan bir kulüp başkanının görevine son verdiği insana o benim elemanım değil kader arkadaşım diyebilecek kadar da alçalabiliyorsan sana artık diyecek bir şey bulamıyorum.''
"Hep diyorlar ki hoca hoca.. Ya kardeşim bir hoca teknik direktör bir takımı tek başına tavan yaptıramaz. Bunun başkanı var yönetimi var. Eğer o hocanın başkanı iyi değilse balık baştan kokar hesabı istediğin kadar iyi olsun hocan... Şuraya bakın 54'den sonra Türkiye 5 tane turnavaya katılmış 1996 Avrupa Şampiyonası, 2000 Avrupa Şampiyonası, 2002 Dünya Şampiyonası, 2003 Konfederasyon Kupası ve 2008 Avrupa Şampiyonası...
Türkiye 54'ün ardından 5 kupaya katılmış. Beşinde de ben varım. 96'da da ben varım, başkan değildim ama milli takımlar kurulundaki 5 kişiden biriydim ve ümit milli takım sorumlusuydum. O ümit milli takımında oynayan Tugaylar, Alpaylar hepsi geldiler 2002 dünya kupasına kadar o başarıları elde ettiler. 92'den itibaren. Şimdi 5 tane şampiyona var 5'inde de ben varım birinde başkan değildim yönetimdeydim yani izlerim var orada. Onun haricindeki 4 tanesinde takımı şampiyonaya ben götürmüşüm."
"Hocayla iş bitmiyor, onu anlatmaya çalışıyorum. Hoca hoca hoca... Kimi getirirsen getir. Madem hoca o zaman ver hocaya bir takımı tek başına götürsün başkan, yönetim önemli değilse. Ama öyle değil tabiki. Yani başkan ve yönetimin de yapabileceği tamamlaması gereken şeyler var, görevleri var. Motive edebileceği onlara yardımcı olabileceği yerler var. Bu organizasyonları bilen birileri olması lazım başkan veya yönetiminde.
Ama bu herif bir kulübü idare edememiş gelecek bu ülkenin milli takımını idare edecek başarıya taşıyacak. Böyle bir dünya yok. İşte örneği. Fatih Terim vardı İsviçre maçlarında dünya kupasına götüremedi. Şimdi yine Fatih Terim var üç maç dört maç yine kupaya götüremedi. Demek ki bir tek hocayla olmuyor. Hocayı hocaları yermek istemiyorum elbette onların bu işlerde büyük katkısı var. Ama bir tek hocayla bu iş bitmiyor. Hoca değiştirelim olsun. Olmaz.
Sen Beşiktaş kulübündeyken dünyanın en büyük teknik adamlarından birini getirdin, 8.5 milyon euro'da para verdin olmadı, olmaz. O kafayla olmaz. O kadar hocalar getirdin götürdün olmadı olmaz. Neden benim haricimdeki başkanlar turnavalara gidemiyor. Nasıl oluyor. Benim haricimde hiçbir başkanla bir turnavaya katılınamıyor. 96'da Şenes başkan harici orada da milli takımlardayım. En iyi hocalar geliyor gidiyor olmuyor neden. Çünkü sorun hocalarda değil sorun baştakilerde. Federasyon başkanlarında. İşi bilmemelerinde."
"Bir türlü karar veremiyorsun. Bırak karar vermeyi bu şike konusunda ağzını açıp öyle veya böyle bir şey deyip kamuoyunu aydınlatamıyorsun, bilgelendiremiyorsun. UEFA'sı herkes karar vermiş. Kamuoyuna bir cevap vermen lazım. Ya çıkarsın herkes yoluna lig oynanmış bitmiş TFF kurulları da karar vermiştir o UEFA'nın kararıdır. Bizim verdiğimiz karar bizi bağlar yapılacak bir şey yoktur der kapatır gidersin ya da çıkarsın tamam madem UEFA Tahkim'i CAS'ı böyle bir karar verdi biz davayı tekrar açıp görüşeceğiz yeniden incelemeye başlayacağız bunun neticesinde herkes karara saygı duyacak dersin. Bu da bir karardır. Veya da çıkıp ben böyle karar verdim ama UEFA'da öyle karar verdi. O zaman ben o sezonu tescil etmiyorum o sezonun şampiyonu yoktur. Kupayı da Fenerbahçe'den alıyorum kupayı da kimseye vermiyorum. Veya UEFA'nın CAS'ın kararını gerekçe göstererek kupanın Fenerbahçe'den alınıp Trabzonspor'a verilmesine dersin, bu da bir karardır.
Verebileceğin üç dört karardan birini verip bu ülkeyi aydınlatman lazım. Trabzonsporlusunu da aydınlatman lazım Fenerbahçelisini de Beşiktaşlısını da. Peki neden bu konuda ağzını açıp bir karar veremiyor. Çünkü veremez kendisi oraya atanmış. Çünkü o kararı verebilecek gücü kuvveti yok. Yani zamana oynuyorlar. Bence bu işin kararı nisan ayının sonuna yerel seçimlerin sonrasına kalır, tahminim.
Aziz Yıldırım'ın davasının tekrar geri gitmesi bile enteresan. Dediğim gibi bu işin TFF ayağında yargıtay ayağında karar öyle kısa zamanda verileceğini sanmıyorum. Nisan'ı Mayıs'ı bulur. Bu federasyon başkanı tek başına yönetimi dahil herhangi bir karar veremez. Bir kere orada oturup oturmama kararında kendinde değil. Sen sen değilsin ki? Benliğin sende değil.
Bazı gerçekler konuşulamıyor yazılamıyor. Herkes çıkıyor oynuyor. Yalan yanlış konuşuyor. Neden aman oraya değmeyeyim aman buraya dokunmayayım. Aman bana bir şey derler. Bu nereye kadar böyle. Herkes birbirini aldatıyor. Programlara çıkanlar bile birbirini aldatıyor. Yorumcular birbirini aldatıyor, konuk olanlar birbirini aldatıyor. Böyle bir dünya olur mu? Bir dünya kurmuşlar adı yalan dünya herkes oynuyor."
"Geçen sene Galatasaray'ın Mersin İdman Yurdu maçı sonrasını insanlar ne çabuk unuttu. Mersin maçı sonrası Fatih Terim'in bu federasyon başkanı ve yönetimiyle ilgili konuşmalarına bir dönüp kaseti oynatıp baksanıza. Allah aşkına bantı bir geri sarıp baksana. Bu güvenilmez federesyonla ömrüm boyunca uğraşacağım mücadale edeceğim diyen kim. Fatih Terim. Kime diyor. Bugünkü Yıldırım Demirören'e. Güvenmiyorum diyerek ne diyor. Siz düzgün insanlar değilsiniz. Hoca diyor bunları. Aynı adam bu kez kader birliği yaptığı arkadaşı oluyor. Abi nasıl oluyor bu iş.
Nasıl oluyor, talimatla oluyor. Başka türlü olma şansı yok. Talimat veriliyor Fatih Terim oraya getiriliyor. Bunları kimse konuşmuyor. Fatih Terim milli takıma gelecektiyse bu mayıs ayından belliydi 4 tane önemli maçımızın olduğu. Mayıs ayında ligler bitmiş. Galatasaray şampiyon olmuş. Milli takımın önünde de çok kritik 4 maçı var. Dönersin Terim'e milli takımın durumunu izah eder Terim'i oraya getirirsin. Senden başkası da bu işi kaldıramaz gel arkadaş milli takımın başına dersin. Terim de gider Galatasaray kulübüne başkanına yönetimine bu teklifi götürürsün. O da hocasına gitmek istiyorsan git derdi. O da ona göre yeni bir hoca ile transferini yapar yeni sezona hazırlanır yola çıkardı. Bu böyle olmalıydı. Yakışanı da buydu."
"Mayıs ayında sen Terim'e milli takımı teslim ederdin o da milli takımı hazırlık maçları çalışmalarla bu dört maça hazırlardı. Daha iyi hazırlanmış olurduk. Sen ligler başlıyor Fatih Terim'i alıyorsun ve Galatasaray'ın içine dinamit koyuyorsun sonrası malum hokkabazlık.
Böyle bir düzen olur mu ya. Ben Daum'u alıyordum Fenerbahçe kulübünün düzenini bozmamak için karıştırmamak için almadım. Vazgeçtim. Fenerbahçe'de hocaydı. Şenol gittiği zamandı galiba. Hoca arıyoruz arkadaşlar 'Daum'u getirelim' dedi. Ama Fenerbahçe de istim üzerinde giderse sıkıntı olacak. Ben o kulübü karıştırmamak için vazgeçtim. Zamanını tam hatırlamıyorum. Al al dediler ben de kardeşim Fenerbahçe kulübünü karıştırmaya ne hakkımız var dedim, vazgeçirdim arkadaşları.
Ligler başlamıştı. Böyle bir rezillik olur mu? Federasyonla Fenerbahçe'yi karşı karşıya getirmeye ne lüzum var. Almam bu bize ülke federasyonuna yakışmaz. O istim üzerindeki Galatasaray takımı ancak böyle tepetaklak olabilirdi. Yoksa bilerek mi yapıldı, insanın aklına herşey geliyor vallahi.
Federasyon ahlaklı olmalı etik davranmalı doğru dürüst ve örnek olmalı. Bu onlar için olmazsa olmazdır. Ama bakıyorsunuz bu konuda kusura bakmasınlar ama ahlaksızlığın başını çektiler. Hani bu etik dışı bir şekilde adamın teknik direktörünü getiriyorsun kalkıp bir de utanmadan çıkıp başkanının söylemiş olduğu bir lafa atıf yaparaktan o benim elemanım değil kadar arkadaşım demeye ne hakkın varya. Federasyon başkanı böyle bir ayıbı nasıl yapar. Federasyon başkanı olarak bir kulüp başkanı ile teknik diretörünün arasındaki meseleden sana ne."
"Bu ülke elemelerde hatırladığım kadarıyla hiç dördüncü olmadı. Bu kadar rezillik olur mu? Türk futbolunun içine etmişsiniz. Yeter artık yeter yahu. Gerçekten yeter. Türk futboluna yapabileceğiniz daha ne kötülük kaldı. Adam gidiyor TFF binasının direğine tüpü asıyor. Tüpü asmak ne demek Yıldırım'ı asmışlar oraya. Tüpçü olduğu için.
Ben olsaydım otobüs asacaklardı. O da Haluk Ulusoy anlamı taşırdı. Trabzonsporlular tüpü oraya asarak Yıldırım'ı asmış oldular. Yeter artık Türk futbolunun yakasından düşmelerinin zamanı geldi geçiyor. Bu işi yapabilecek insanlar gelsin. Kafasını altına alıp oturmayla hiç birşeye cevap vermemeyle hiçbir şey yapmamayla böyle oturarak futbol yönetilmez.
Türk futboluna hiç kimse bunlar kadar kötülük yapmadı, yeter artık gidin. Önümüzdeki yılları kaybettirmesinler. Gelecek yılları kaybettirmesinler. Allah'larını seviyorlarsa, ülkelerini seviyorlarsa, futbolu seviyorlarla bıraksınlar artık o koltukları gitsinler. Gitsinler bir genel kurula madem öyle gitsinler bir güven tazelensinler tazeleyebilirlerse bakalım. Şu saaten sonra genel kurulun karşısına çıkıp güven tazelemek mecburuyetindeler."
"Yaşanan bu tablodan sorumlu ne futbolculardır ne Fatih Terim'dir. Fatih hocaya ne diyebilirsin. 4 maçlığına gelmiş üçünü almış.Hollanda maçını da bir tek hoca teknik direktör olamaz top yekün almanız lazım. Biz nasıl Hollanda'yı yendik Bursa'da orada berabere kaldık. Takımı bir tek hoca hazırlamaz. Böyle maça top yekün hocasıyla yöneticisiyle başkanıyla hazırlanılır.
Final maçına çıkıyorsun bir tek Fatih Terim'e bırakmışsın işi. Ben 2007'de niye bırakmadım Norveç maçını Fatih Terim'e. Giyindim çarıkları Norveç'e gittim. 2008 Avrupa Şampiyonası için final maçıydı. Hayati bir maçtı, çıktık orada. Bırakamazsın orada takımı bir tek hocaya. Hocaya yardımcı olacaksın yanında olacaksın. Hakikaten yeter. Bıktırdılar insanı. İnsanların içindeki milli takım denen olguyu geberttiler, kararttılar ya. Çare sadece teknik direktör değildir. Bunu bu insanların bu ülkenin bilmesi gerek."
www.yeryuzuhaber.com
İLGİLİ HABERLER
|