SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
TÜRKER'DEN İLGİNÇ BİR YAZI!..HT Yazarı Atilla Türker, 100'e yakın futbol teknik adamıyla konuşup, hayli düşündürücü bir yazı yazmış. Türker, 'Türk futboluyla ilgili kurtuluş reçetelerinin havada uçuştuğu dönemde, hepsi gerçek olan bu yaşanmışlıklar durumun vahametini gözler önüne seriyor. İnsan sormadan edemiyor; bu sistem üstünkörü çözümlerle düzeltilir mi, bataklıkta çiçek yetişir mi?' diye soruyor...
İşte Atilla Türker'in yazısı:
Türk futboluyla ilgili kurtuluş reçetelerinin havada uçuştuğu dönemde, hepsi gerçek olan bu yaşanmışlıklar durumun vahametini gözler önüne seriyor... İnsan sormadan edemiyor; bu sistem üstünkörü çözümlerle düzeltilir mi, bataklıkta çiçek yetişir mi? HIRSIZ BAŞKAN YILLARCA ÇALDI
İsim vereyim ama yazma... Anadolu’nun göbeğinde bir kulüp başkanı ile çalıştım. Resmen çalıyordu. Nasıl mı? Kendi kafasına uygun bir menajer vardı. Bu menajer genelde Afrika’dan futbolcu getiriyordu. Bizim başkan, gelen futbolcu ile diyelim ki 100 bin dolara anlaşıyordu. Ama sözleşmeye 700 bin dolar yazıyordu. 600 bin doları cebe indiriyordu. Bir sezonda da dönüşümlü olarak 10-12 yabancı getiriyordu. 10 yabancıdan cebe ne indirmiş oluyordu, en az 6 milyon dolar... Ve bu başkan yıllarca görev yaptı. Haa şunu da söyleyeyim, o yabancı iyi çıkarsa sezon sonuna kadar oynatıyor, sonra satıyordu. Kötü çıkarsa ikinci taksiti bile ödemeden gönderiyordu. Her sezon getirdiği ve gönderdiği futbolcu sayısı 30-35 civarındaydı. Şimdi başkanlığı bıraktı, kazandığı paraları yiyor! Arada sırada medyada görüyorum. Ahlak ve namus üzerine demeçler veriyor. Parası biterse yine başkanlığa döner!
BEŞİKTAŞ ALTYAPI İÇİN ALDI, TRANSFER YAPTI
Beşiktaş geçmiş yıllarda altyapı yatırımı için 2.5 milyon lira aldı. Nereden mi? TFF’den... Beşiktaş bu düşünce ile istedi, federasyon da verdi. Ama Beşiktaş, bu parayla yabancı bir futbolcu transfer etti. Sonra? Futbolcu iyi çıkmadığı için sezon sonunda ülkesine gönderildi.
BİZE NİYE SÖZ HAKKI VERİLMEDİ?
Yıllardır teknik direktör seminerine katılıyorum. Üzüntüm şu: Bu kez hiçbir arkadaşımıza kürsüde konuşma hakkı verilmedi. Önceki yıllarda en az 2-3 arkadaşımız bizleri temsilen konuşur, sorunları anlatırdı. Biz burada konuşamayacaksak, nerede konuşacağız? Bölgemizle ilgili bazı sıkıntıları ve futbol antrenörlüğünün sorunları hakkında görüş ortaya koysak kötü mü olurdu... Kötü mü olurdu adam yerine konsak...
NEDEN ANTALYA’DA YAPILMADI?
Ülkemizin iklim yapısı gereği bu tür seminerlerin yapılacağı tek yer Antalya’dır. Ama bu kez nedense İstanbul’da düzenlendi. Kar yüzünden yollar kapandığı için de Denizli, Antalya ve Konya’nın da aralarında bulunduğu pek çok şehirdeki arkadaşlarımız katılamadı. Derneğimizin kiraladığı 3 otobüsle seminere katılan Ankaralı 137 antrenör arkadaşımız ise İstanbul dönüşünde Bolu civarında 28 saat mahsur kaldı. Geceyi benzinlikte, lokantada ya da camide yerde yatarak geçirdiler. Bu iklimde yolların nasıl olacağını düşünmeden semineri İstanbul’a alan kişilere teessüflerimizi iletiriz!
500 LİRAYA ANTRENÖR ÇALIŞTIRIYORLAR
Tam 35 yıldır antrenörlük yapıyorum. 2. ve 3. ligde 4 takımı şampiyon yaptım. Rezaletin daniskası diğer liglerde yaşanıyor. Antrenörlerimiz özellikle Anadolu’da çok kötü şartlarda karın tokluğuna çalışıyor. Eski profesyonel futbolcu olduğum için, futbol alemini çok iyi bilirim. Gidin de Anadolu’yu görün... Futbolumuz bitmiş, ağlayanı yok... Minnacık bir örnek vereyim. Halen teknik direktörlük yapan eski bir futbolcum, 1 ay önce bana telefon etti ve takım bulduğunu söyledi. Çok sevindim. Sonra ne mi oldu? O kulübün başkanı, “Sana 500 lira aylık veririz” demiş... Ki bu takım halen 2. ligde mücadele veriyor. Teknik direktör kardeşimiz de gururuna yedirememiş. İlk otobüsle geri dönmüş...
BİZDEN ZORLA PARA ALINIYOR
Seminere katılabilmek için bizden 300’er lira alındı. Pro-lisans sahibi teknik adamlar ise 400’er lira ödedi. Seminere katılmamız zorunluydu. Çünkü katılmayan antrenöre TFF tarafından çalışma izni verilmiyor. Hani bir ümittir, şimdi işimiz yok ama yarınlarda ufak da olsa bir iş bulursak, çalışma iznimiz olsun istedik. Bu 300 lirayı veren arkadaşlarımızdan bazıları, “Eve ekmeği zor götürüyorum” diye yakınıyor. Kimi de yemin ederek cebinde beş para olmadığını söylüyor. Yetkililere seslenmek istiyorum. Mecbur musunuz kardeşim bizlerden 300’er lira toplamaya... 2 bin antrenörden topladığınız para 600 bin lira ediyor. Bizim gibi yıllardır boşta gezen insanlar için 300 lira deli para... Ama koskoca TFF için 600 bin lira, para olmasa gerek... Antrenörler niye bu kadar değersiz? Tamam, çalışan teknik direktörlerden ve antrenörlerden belli bir ücreti zaten zorla alıyorsunuz. İyi de hiçbir şey vermediğiniz, istihdam sağlayamadığınız bizim gibi insanlardan niye zorla para alıyorsunuz!
YÜZDE 95’İMİZ BOŞTA GEZİYOR
Futbol antrenörlerinin genelde ikinci bir işi vardır. Sadece antrenörlük yapmak istediğiniz taktirde büyük ihtimalle aç kalırsınız çünkü... 15-20 üst düzey teknik direktör dışında tüm antrenörler için geçerlidir bu sözüm... Dünyada en çok boşta gezen camia, herhalde ülkemizdeki futbol antrenörleridir. Deyin ki 800-900 kişi çalışıyor. Haliyle 17 bini aşkın antrenör boşta geziyor. Bu doğrultuda kıskançlık, kuyu kazma ve dedikodu gibi durumlar biraz fazla oluyor. İş bulabilmek için kulüp başkanlarına mektup yazan ve o anda görevli antrenör kardeşimizi kötüleyen antrenörleri size isim isim bir açıklarsam, dudağınız uçuklar. Zaten bu ülkede antrenörseniz eğer; siyasi, mafya ya da ahbap çavuş ilişkileri ile iş aramanız gerekir. Başarı, dürüstlük ve liyakat ikinci plana itiliyor.
BANA ‘O KULÜBE GiTME’ DEDİ KENDi GiTTi Sezon başında Anadolu’daki bir Süper Lig takımından teklif aldım. Medyaya da yansıdı. O günlerde telefonum çaldı. Arayan bir teknik direktör arkadaşımızdı. Bu arkadaşımız bana “Sakın gitme... Sen daha üst düzey takımı çalıştıracak kalitedesin” dedi. “Haklısın” dedim. Gitmedim. Bu arkadaşımız, sonradan öğreniyorum ki benim gibi medyada adı çıkan diğer hoca arkadaşlarımızı da aramış ve onlara da bana söylediğinin aynısını söylemiş. Sonra ne mi oldu? Biz gitmedik... Göreve o teknik direktör kardeşimiz geldi!
TFF, DELİ DUMRUL GİBİ
TFF, Deli Dumrul misali gelenden de para alıyor, gidenden de... Ben antrenörler derneği üst düzey yöneticisiyim. Bu seminerler için üye olarak yıllardır katılım ücreti ödüyoruz. Önceden şöyle bir uygulama vardı. Katılım ücreti diyelim ki 300’er lira... Bize iki ayrı banka hesap numarası verilirdi. Bu 300 liranın 200 lirası federasyon hesabına, 100 lirası ise derneğimizin hesabına yatırılırdı. Bu semineröncesi ilk kez ne oldu biliyor musun? 300 liranın 300 lirası da federasyon hesabına yatırıldı. Derneğe para yok. Federasyon böyle istedi. İyi de kardeşim, biz derneğimizi nasıl yaşatacağız, nasıl geliştireceğiz? Bize gelen o 100’er liradan toplanan diyelim ki 20 bin lirayı üyelerimiz için harcıyorduk. Seminerler düzenliyorduk, antrenörlerimizin bilgisini tazeliyorduk, bayramlarda ve seyranlarda yemek veriyorduk. Ülke genelinde 55 şubemiz var. Artık herkese geçmiş olsun. Federasyon bu imkanı da elimizden aldı. TFF, Deli Dumrul gibi. Bizi bir öldürmedikleri kaldı.
SAMİMİYETİ KURDU ARTIK SARHOŞ GELİYOR
Bu sezon kadromda Dünya Kupası görmüş yabancı bir oyuncum vardı. İlk haftalarda harikalar yarattı. Tüm dikkatleri üzerine çekti. Ama sonrasında ülkemizin futbol yapısını çok iyi anladı. Kulüp yöneticilerimizle laubali olmaya başladı. Ahbap çavuş muhabbetine girdi. Gece hayatına başladı. Alemlere daldı. Şimdi her antrenmana sarhoş geliyor.
TORPİLLE MİLLİ TAKIMDA İŞ BULANLAR VAR
Adamını bulan federasyonda görev yapıyor. Milli takımların altyapılarında görev yapan antrenörleri hiç araştırdınız mı bugüne kadar... A Milli Takım’ın başına kim gelirse, kendi arkadaşlarını göreve getiriyor. Gelen kişi de 3-5 ay çalıştıktan sonra yine torpille bir kulüp buluyor. Milli görevi bırakıyor, parayı tercih ediyor. Ülkemizdeki antrenörlerin tamamına yakınını tanırım ama yıllardır TFF sitesine girdiğimde milli takımlarda görevli antrenörlerin en az yarısını tanıyamıyorum.
KADIN YÖNETİCİ HARAÇ KESİYOR!
İç Anadolu’da bulunan bir kulübümüzün üst düzey kadın yöneticisi resmen haraç kesiyor. Nasıl mı? Futbolcularla anlaşıyor, ufak çapta bir ödeme yapıyor. Sonrasında ödemeleri kesiyor. Futbolcu gitmek isteyince de “Aldıklarını ver, öyle git” diyor. Futbolcu da çaresiz kalıyor, borç harç para buluyor, geri veriyor, canını zor kurtarıyor. Kadın yönetici bu şekilde köşeyi döndü. Vali ve belediye başkanı bile başedemiyor. Bu takımımız halen 2. Lig’de mücadele veriyor. Öyle ki geçen sezon sahaya çıkacak 11’i bulamadığı için bazı maçlarda hükmen mağlup sayıldı. Takımı da bu yöneticinin dostu olan diplomasız bir antrenör çalıştırıyor.
HAYAT KULÜP BAŞKANLARINA ÇOK GÜZEL
Bir şey olsa, önce bizi kovarlar. Ama futbol aleminde en rahat kişiler kulüp başkanları. Kulüp başkanlarının tamamına yakını yıllardır koltuğunda oturuyor. Nasıl olsa yayıncı kuruluş başta olmak üzere pek çok yerden tonla para geliyor. Delegeleri istedikleri biçimde yapılandırdıkları için de başkanlık koltuğunu yıllarca koruyorlar. Ancak kulübü batırınca ceketlerini alıp gidiyorlar. Biz olsak, milletin yüzüne bakamayız. Onlar rahatça dolaşıyorlar.
DOLANDIRICI MENAJERLER YAŞADI
Yabancı sayısının artması ile menajerlere gün doğdu. Ülkemizde berberinden şoförüne, malzemecisinden kasabına kadar birçok sertifikasız ve sahtekar menajer var. Çok önemli bölümü böyle... Yıllardır sömürüyorlar. Dandik futbolcuları, işi bilmeyen yöneticilere pazarlıyorlar. Bu işten karşılıklı olarak herkes haksız kazanç sağlıyor... İnanılmaz bir sahtekarlık yaşanıyor.
(Atilla TÜRKER- HT)
İLGİLİ HABERLER
|