SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
METİN ÖLDÜ AMA FİKİRLERİ HEP YAŞAYACAK!Duayen Gazeteci ve Spor Yazarı Yusuf Yalkın, bir zamanlar futbolumuza damga vuran asi ama aynı zaman da asil futbolcu Metin Kurt'un ölümünün 9. yılında ilginç bir makale kaleme aldı. İşte o yazı...
EVET METİN ÖLDÜ AMA FİKİRLERİ HEP YAŞAYACAK!
Yıllar önceydi… Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde okuyor, Tercüman’da çalışıyordum…
Genç bir gazeteciydim; daha doğrusu tıfıl bir gazeteci…
Sağ- sol çatışmaları doruk noktada…
Her gün sokak kavgaları, yaralanmalar, ölümler…
Gündüz SBF’de solun göbeğinde, gece Tercüman’da sağın göbeğindeydim.
“Bu nasıl Olur?” diyeceksiz?
Olur…
Ekmeğinizi kazanmak için başka seçeneğiniz yoksa, bal gibi olur…
Neyse konumuz bu değil.
* * *
Spor müdürümüz o dönemde bana biraz da kinayeli biçimde, “Git bir SBF’li olarak Metin Kurt’la röportaj yap. Sen onun dilinden anlarsın… Derdi neymiş bunun öğren bakalım” dedi. Bu isteğinin sebebi şuydu; Metin Kurt, sürekli futbolcuların haklarının yendiğinden, sendikalaşmaları gerektiğinden, sömürüldüklerinden dem vuruyordu o günlerde. “Biz köle değiliz… İşçiyiz. Hakkımızı tam olarak almalıyız” diyordu.
Tabii, dönemin modasından o da nasibini almıştı; Metin Kurt’a “Komünist” diyorlardı.
Hakkını savunmanın, sendika istemenin, özlük haklarını aramanın karşılığı, “Komünist” damgası yemek oluyordu o zamanlar…
* * *
Buluştuk Kurt'la... Söyleşimiz iki saat kadar sürdü.
Sakin ama kararlıydı…
Her cümlesi, “İnsan sevgisi” kokuyordu…
"Hak", "Hukuk", "Adalet" istiyordu.
Metin, “Kurt” değil, “Kuzu” gibi biriydi.
Sevecen, mütevazı ve de azimli…
O, futbolcuları yönetimlere karşı savunmayı ilke edinmişti.
"Kimse kimseye boyun eğmemeli", "her koşulda hakkını savunmalı" diyordu.
Her sözcüğü inanç doluydu, istekli ve kararlıydı...
Kurt’la röportajım, o tarihte bu görüşlerini içeren bir yazı olarak gazetemde yerini aldı.
* * *
Aslında Metin Kurt’un futbolculuğu, en az “insan hakları savunuculuğu” kadar güçlüydü… İlk profesyonel transferini İzmir'e Altay'a giderek yaptı. Sonra Ankara ekiplerinden PTT'ye geldi. PTT'de Tamer Güney yönetiminde yıldızı parladı. Galatasaray'a önce kiralık daha sonra bonservisiyle gitti. Brian Birch yönetiminde şampiyonluklar yaşayan Galatasaray’ın değişmezleri arasında oldu.
Bu dönemde Milli Takımda da yer buldu...
Onu tüm Türkiye tanıdı.
* * *
Tüm Türkiye anladı mı peki? Bırakın Türkiye’yi en yakınları bile anlamadılar.
Ya da “Anlamamazlıktan” geldiler!
Ürktüler…
Çekindiler…
Korktular…
Fikirlerini belki benimsediler ama paylaşmadılar, paylaşamadılar…
Düşüncelerini seslendiremediler!
Sonunda cesareti, inadı, fikirlerindeki ısrarı yüzünden Galatasaray’dan bir anlamda “Aforoz” edildi.
Takımdan uzaklaştırıldıktan sonra gittiği Kayserispor'da futbolu bıraktı…
* * *
12 Eylül darbesinin ardından kesintiye uğrayan spordaki örgütlenmeyi yeniden canlandırmak isteyen Metin Kurt, 2010 yılında Türkiye Devrimci Spor Emekçileri Sendikası'nı (Spor Emek-Sen) kurdu. "Hiç bir şut emekçi kalesine girmeyecek. Önce, sporda ter dökenler kazanacak" sloganıyla yola çıkan Kurt, futbolcu haklarının yasal olarak korunması için birçok çalışma yaptı. İdeallerinden hiçbir zaman vazgeçmedi…
Ne yazık ki; Metin Kurt’un tempolu ve stresli yaşamı, uzun yaşamasına engel oldu...
O tam 9 yıl önce bugün öldü…
Artık yok!
Ama inanıyorum ki, düşünceleri hep yaşayacak.
İLGİLİ HABERLER
|