SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
MERİH DEMİRAL OLAYI VE UYARILMANIN ÖNEMİYazarımız Yusuf Yalkın, Merih Demiral olayına farklı bir açıdan bakarak bir değerlendirme yaptı... İşte o yazı...
KATAR'DA YAŞADIĞIM BİR OLAY
VE UYARILMANIN ÖNEMİ! Merih Demiral olayı bana yıllar önce yurt dışında yaşadığım çok ilginç bir "uyarılma hadisesini" anımsattı. 1981 yılı Haziran ayıydı; üç gazeteci Katar’a gittik. Erol Yaşar Türkalp, Rıdvan Yelekçi ve ben... 23 gün sürecek uzun bir seyahatti. Doha’da bulunuş nedenimiz, Ordu Milli Futbol takımımızın Dünya Futbol Şampiyonası’na katılması... Katar Emiri’nin oğlu Spor ve Turizm Bakanı Şeyh Temim bin Hamad Al Thani (Şimdiki Katar Emiri) tarafından davet edilmiştik. Kenan Evren dönemiydi… O günlerde ligde formda olan futbolcular askere çağrılarak Ordu Milli takımı oluşturulmuştu. Takımda kimler yoktu ki! Kaleci Şenol Güneş kaptandı. Trabzonspor’dan ayrıca Sağbek Turgay, orta sahadan Güngör de Milli takıma çağrılmıştı. Bursaspor’un popüler ismi ve kaptanı Sedat 3, Zonguldakspor’dan defans oyuncuları Muzaffer ve Muammer, Ankaragücü’nden orta sahanın beyni Cüneyt Memişoğlu, büyük golcü Halil İbrahim Eren, Beşiktaş’tan sağaçık Necdet, Galatasaray’ın flaş golcüsü Ayhan Akbin kadroya alınan isimlerdi. Uzun bir uçak yolculuğundan sonra Katar’ın başkenti Doha’ya ulaştık. Kafilemizi Katar Büyükelçimiz Necati Utkan karşıladı. Bizimle birlikte otele kadar geldi. Bavullarımızı yerleştirdikten sonra lobiye indik. İdareciler ve futbolcularımızda geldiler. Büyükelçimizle sohbet ediyoruz. Çay kahve derken Utkan, “Değerli misafirlerimiz, sizi uyarmam gereken bir iki husus olacak. Burada çok hassas konular bunlar. Birincisi alkol yasağı, ikincisi beraberinizde getirme ihtimali bulunan magazin dergisi veya gazeteler… Burada yasak yayın kabul edilebilir! Özellikle magazin fotoğrafları… Sıkıntı yaratabilir. Varsa ya bana verin, ya da imha edin… Ama asıl uyarmam gereken husus şu… Uzun süre kalacaksınız. Sıcaktan, maç koşuşturmasından strese girebilir, sinirli olabilirsiniz. Birisiyle tartışabilirsiniz. Hiç istemem ama kavga dahi edebilirsiniz. Ancak lütfen ilk hamleyi siz yapmayın, yumruk atmayın, tekme vurmayın, itmeyin... Çünkü, mahkeme karşısına çıkarıldığınızda hakimin ilk sorusu “İlk yumruğu kim vurdu?..” olacaktır. Eğer bu siz iseniz, işiniz çok zor. İlk iki yasak da sizi kurtarabilirim ama vurduysanız bir şey yapamam! Bu konuda çok katılar.
Açık söyleyeyim bu uyarı beni çok üzmüştü. Canım sıkılmıştı. Kafilemizdeki başta asker idareciler olmak üzere futbolcularımızın bir bölümünün de yüz ifadelerinden uyarıya kırıldıkları anlaşılıyordu. Ancak, günler sonra yaşadığımız bir olayda Necati Utkan’ın haklılığı ortaya çıktı. Katar'la oynayacağımız maçın 1 gün öncesiydi... Üç arkadaş basın ofisinde sakin sakin yazı yazıyoruz. Bir anda bağırarak konuşan, oraya buraya koşuşturan, kahkahalar atan, konsantrasyonumuzu bozan biri peydahlandı. Bir taraftan da elindeki kocaman sandviçi bitirmeye çalışıyordu. Önce uyardık. Ama değişen bir şey olmadı, sonunda dayanamadık 3 gazeteci birden üstüne yürürdük; bağırdık, çağırdık, terbiyesizlik yaptığını anlattık ama vurmadık! O da bize vurmadı! Araya girenler oldu. Ve iş bir süre sonra tatlıya bağlandı. Kuveytli Televizyon muhabiriymiş arkadaş. Sohbet derinleşti adam özür diledi ve aramızda bir dostluk kuruldu… Sohbet sırasında Erol Yaşar’la Rıdvan Yelekçi’ye şunları söylemiştim: “Büyükelçimize kırılmıştım. Sizler de bozulmuştunuz. Ama bizi uyarması ne kadar da isabetliymiş. Kuveytli arkadaş yüzde yüz haksızdı. Bizi adeta delirtti. Dayanamayıp adama vurabilirdik! Ondan sonra ayıkla pirincin taşını…”
İLGİLİ HABERLER
|