SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
HATAYSPOR NE YAPMALIDIR?Duayen Spor Yazarı Yusuf Yalkın, son günlerin popüler takımı Hatayspor'u yazdı. Yalkın yazısında, futbol serüveninde bir takım için hedeflerin artmasının, asıl hedefi olumsuz yönde etkileyebileceğini ifade ediyor...
HATAYSPOR NE YAPMALI?
Gençlerbirliği’ni kupadan eledikten sonra ligde de yenen, M.Başakşehir’i kupa dışına iten Hatayspor, Galatasaray’a da ilk maçta biraz da hakem kararlarının etkisiyle 2- 0 mağlup oldu, ancak iyi mücadele etti. Tüm bu olumlu görüntü, Bordo Beyazlı Ekibi ve Teknik Direktör İlhan Palut’u popüler yaparak gündeme taşıdı. 3 bin yıllık hoşgörü kenti Antakya’yı da tüm Türkiye’nin gözüne soktu…
Bu, sporun gücü konusunda sanırım herkese önemli bir mesaj olmuştur!
Neyse…
Asıl konumuza dönelim…
* * * Hatayspor, ara transferde suskun kalmasının yanı sıra, eldeki iki değerli futbolcusu Yılmaz ve Sinan’ı da bırakmak zorunda kaldı. Zaten yeterliliği tartışılan “derin olmayan kısıtlı kadrosunu” daha da daraltmış oldu!
Daha bir yıl önce 1.lig’e çıkan ve bu zorlu arenada “beklenenin üstünde bir performans” gösteren Güney ekibi, bir de hiç beklenmedik şekilde Türkiye Kupası’nda hedeflerinin çok üstünde bir yere tırmanınca, işin boyutu değişiverdi.
Hem takım, hem taraftarlar, hem de şehir doğal olarak “büyük düşünmeye” başladı…
Hedef bir anda çoğlmıştı!
Hani bir söz vardır ya, “ne yardan geçti, ne serden” diye…
Hatayspor işte tam bunu yaşadı.
Bir koltuğunun altına iki karpuz sıkışıverince, ikisini de düşürmek istemedi!
Bunu sağlamak içinde “inanılmaz derecede efor” sarf etmek zorunda kaldı.
* * * Sonuçta hepimiz insanız! Bizler, takımı sevenler, destekleyenler nasıl etkileniyorsak; futbolcular da, teknik heyet de, gelişmelerden etkilendiler.
Daha net bir ifade edeyim; hem zihinsel, hem bedensel olarak yoruldular!
Bu yorgunluk, Palut’un açıklamasında değindiği “Haftalardır takım kimliğinden uzağız” cümlesi son derece doğru bir saptamaydı.
Yorgun futbolcular, hedef çoğalıp maçlar zorlaşınca, istenileni “doğru biçimde” yapamamaya başladılar.
Beyin istiyor, kas gücü “yetersiz” kalıyordu.
G.Gazişehir maçındaki yüksek orandaki pas hatalarının altında yatan gerçek de budur zaten…
Bunlar futbolun içindeki olağan görüntülerdir.
Hemen hemen her takım bunu yaşamıştır.
Palut, ”bir takımın böyle günleri olur; ama bizler eski mücadelemize geri döneceğiz” diyor.
İnanmak, özgüvenli olmak güzel!
Ama burada kilit nokta; bu “kasvetli durumdan” nasıl çıkılacağıdır!
Net ifade edeceğim…
Hatayspor, kupadaki misyonunu “başarıyla” tamamlamıştır!
Kupayı kafasında “öncül hedef” olmaktan çıkarmalıdır.
Galatasaray’la oynanacak 2.müsabaka, bir “ölüm-kalım mücadelesi” değil…
Aksine, spor kamuoyuna gösterilecek bir “futbol” mücadelesidir…
Duygular, mantığın önüne geçmemelidir. Ne teknik heyet, ne futbolcular, daha da önemlisi ne de taraftarlar kendilerini kasmamalı; sonuç ne olursa olsun, iki takım da sahadan alkışlarla uğurlanmalıdır.
Gayet sakin bir görüntü ve güle oynaya tamamlanan bir maçla kupa serüveni noktalanırsa; Hatayspor’un önü açılmaya başlar!
* * * Şimdi öteki gerçeklere bakalım… Süper Lige direkt çıkabilmek için, illa ki şampiyon olmaya gerek yok!
İkinci olmak da yetiyor!
Bu nedenle, Hatayspor’un Denizlispor’la fazlaca ilgilenmesinin bir manası yok!
Çıkarsa çıksın!
Gerçekçi hedef; ligi ikinci bitirmektir...
Bu da olmazsa; ilk 6’da yer bulup Play-off’a kalmaktır…
Yani çareler tükenmez…
Çünkü, Hatayspor’un o bildiğimiz “takım oyununa dayalı, presli futboluyla”, yürekten inancıyla, sevecen taraftarıyla 1.Ligde yenemeyeceği hiçbir ekip yok!
Şimdi, asıl olan “gerçek hedefe” kilitlenmek!
Bu da, Süper Lige çıkmaktır…
Ha “şampiyon olarak” çıkmışsın, ha “play off’tan” çıkmışsın; ne fark eder?
İLGİLİ HABERLER
|