FENERBAHÇE- HATAYSPOR MAÇI ÖN ANALİZİ!..

Hatayspor’un Başakşehir galibiyeti elbette son derece önemli bir sonuç…

Süper lige yeni adım atmış bir ekibin, üstelik stat keşmekeşi yüzünden G.Antep sürgününde elde ettiği bu netice, alınan üç puanın yanı sıra takıma da “büyük moral” verdi.

G.Saray hazırlık maçında ışığı görülen ve Başakşehir karşısında daha da iyi hissedilen “güvenli futbol” ve bunu golle buluşturma özelliği, doğal olarak Hatayspor taraftarlarını ilerisi için “olumlu hesaplar yapmaya” sevk etti.

Kim olsa böyle düşünür!

Ancak, burada unutulmaması gereken çok önemli bir husus var…

Daha ligin başındayız ve bu takımın önünde hem ligde, hem de kupa da tonla müsabaka bulunuyor!

Gönül elbette her maçın kazanılmasını ister…

Ama bu, uzun futbol maratonun da hiç de böyle gelişmez…

Takımlar, galip de gelir, berabere de kalır, yenilir de… Futbol matematiğinin içinden hiç eksik olmayan işte bu üç sonuçtur!

Bunun yanı sıra, formsuzlukların, sakatlıkların ve hatta cezalandırılmaların olacağı da kaçınılmazdır.

Taraftar-teknik adam-idareci-futbolcu-medya arasında kimi zaman “olumsuz sürtüşmeler” yaşanacağı; bunun takım adaptasyonuna “zararlar vereceği” gerçeğini de unutmamak gerekir…

Özetlersek; Hatayspor daha merdivenin ilk basamaklarındadır. Ve takım, geniş futbol trafiği içerisinde çok güzel virajlar alacağı gibi, zaman zaman “kazalar” da yapacaktır.

Önemli olan şoförün moralinin yüksek olmasıdır… Bunu da ancak taraftarların her koşulda “takımı desteklemeleri” sağlar. Ve Hatayspor seyircisi, bunu en iyi uygulayan ender taraftar kesimlerinden biridir. Net ifade ediyorum. zor görülen “kayıtsız şartsız bu destek”, her kulübe nasip olmayan büyük bir şanstır!

Gelelim F.Bahçe maçına…

Çok zor bir mücadele olacağı kesin…

Şampiyon Başakşehir’e karşı alınan galibiyet, Fenerbahçelileri çok daha dikkatli olmaya sevk etti. Daha açık söyleyeyim; “Hatayspor’un çetin ceviz olduğunu” ve “ciddiye alınması gerektiğini” yeni fark ettiler…

Keşke fark etmeselerdi!

Neyse…

“Hatayspor ne yapmalı?” sorusuna cevap arayalım.

Fener’in Rize karşısındaki oyununu izledim. İlk yarı sıradan bir takım gibi oynadılar. Sonra toparlandılar ve “zor da olsa” deplasmanda kazandılar!

Mevcut kadrolarına ilaveten çok “flaş” isimler aldılar bu yıl!

Futbolcu ordusu olarak daha güçlendikleri ortada. Ama henüz “takım olmuş” değiller! Zamana ihtiyaçları var…

Benim gördüğüm yeni teknik Direktör Erol Bulut, bu “çok büyük kulüpte”, bu “çok büyük futbolcuları” henüz layıkıyla yönetemiyor...

Tabii bu kolay bir iş değil!

Hem camia çok büyük, hem de orada her an “başında dikili duran” Emre Belözoğlu ve Volkan Demirel “gerçeği” var…

Kafası rahat mı; bilemiyorum. Ama henüz tedirginliğini üzerinden atamadığı kanısındayım.

Burası Fenerbahçe…

Burada hatanız affedilmez!

Size her an “kapıyı” gösterebilirler!

İşte bu nedenledir ki; Erol Bulut, Hatayspor’a karşı kaybetmemek için bir haftadır kafa patlatıyor, planlar hazırlıyor, futbolcuları da maça motive etmeye çalışıyordur!

Onlar için “sıradan görülen” karşılaşma, bir an da “çok ciddi bir mücadeleye” dönüştü.

Bu yüzden Hataysporlu teknik heyetin de, futbolcuların da “hata yapma lüksleri” yok!

Yüzde yüz dikkatle 90 dakika oyundan kopmamaları gerekiyor…

Taktik olarak öyle çok abartılı bir değişiklik lazım değil; G.Saray ve Başakşehir maçlarındaki gibi “inançlı, serinkanlı ve derli toplu olalım” yeter!

Savunma güven veriyor! Bu önemli bir gerçek…

Bu karşılaşmada inanıyorum ki, sadece “taktik” değil; futbolcuların “bireysel yetenekleri” de önemli rol oynayacaktır…

Bir kere orta alanda en güçlü ve en dirençli futbolcular olmalı ki, Fenerbahçe oyun kuramasın! Rakip oyuncular topu fazlaca ayağında tutamasın…

İki… Kaleci her defasında “savunma arkasına kaçan arkadaşıma top gitsin” diye dan-dun degaj yapmak yerine, önündekilerle oyunu başlatmalı. Böylece topun Hatayspor’da daha fazla kalması sağlanabilir…

Üç… Erken gol yememek için üstün bir çaba gösterilmeli. Topa fazlaca hakim olunmalı. Rakip futbolcular, bu durumlarda çabuk sinirlenip, sertleşiyor ve kart görüyorlar! Kenardakilerde hakeme reaksiyon gösterip antipatik hale geliyorlar!

Dört… Hatayspor’un elinde “bireysel yeteneği çok yüksek oyuncular” var. Ama pazartesi akşamı bunların hepsini aynı anda oynatma “lüksü” yok… Daha çok fiziki güce sahip olanların mücadelede yer alması lazım… Ancak başta deneyimli Gökhan Karadeniz ile Barbosa olmak üzere, Ribeiro ve Traore, “dördü bir an da olmasa bile” bölüm bölüm Fener maçında mutlaka yer almalı… Çünkü, bunlar, hiç umulmadık anda “ferdi kabiliyetleri sayesinde” size maçı kazandırabilirler! Selim de aynı şekilde…

Hatayspor oyuna ortak olmak istiyorsa; bu maçta mutlaka “çok koşan güçlüler” ağırlıklı, ancak az sayıda da olsa “teknik özellikli futbolculara” yer vermek zorundadır!

Yani, Teknik Patron Ömer Erdoğan, kadro yaparken, “Kuyumcu terazisi ile kadroyu titiz bir elemeden geçirerek, çok iyi bir “güçlüler-teknik oyuncular karması” ile sahaya çıkmalıdır.