BIRAKIN MONTELLA HATALARIYLA YÜZLEŞSİN...

Dün gece ve bugün internette fazlaca dolaştım. Milli takımla, Montella'yla ilgili değerlendirmeleri okudum.

TV'lerin spor programlarını dikkatle izledim, bazı futbol ulemalarını (!)  dinledim.

Keşke hiç yapmasaydım...

Hiç okumasaydım, hiç dinlemeseydim!

Böyle bir şey olamaz...

Gerçekten mesleğim adına üzüldüm...

Aralarında çok mantıklı, çok gerçekçi, çok makul olanlar vardı elbette.

Ama çok az!

                                          ***

Şimdi bakınız beyler, Montella'yı "yapay gerekçeler" üreterek koruyunca aklınızca doğru mu yaptığınızı zannediyorsunuz?
Milli takımın başarılı olmasını sadece siz istiyorsunuz... 
Bir tek sizler seviyorsuz...
Sizler sahipleniyorsunuz! 

Allah allah, bu ne ya?

Biz Ugandalı mıyız?

Sanki adam hata yapmamış, hiç yanlışı olmamış, Milli takımı harika yönetmiş... 

Sütten çıkmış ak kaşık!

Bizler de haksız eleştiriler yapanlarız!

Yok öyle yağma.... 

Eleştirmekte sapına kadar haklıyız!

Bırakın şimdi oynadığımız iki maçı...

Yahu adam Almanya'ya "defans kurgusu belirlenemeyen" kadroyla gitti.

Takımın ilk 11'rini ancak Gürcü maçından 1 saat önce tereddütler içinde saptayabildi.

Git- Gel'ler yaşıyordu.

Kafasında 3 kaleciden hangisinin oynayacağı bile net değildi.

3- 5 oyuncu dışında takımın omurgası belirlenmemişti.

Biz o hazırlık maçlarını niye oynadık peki?

Laf olsun diye mi, yoksa son halimizi, aksayan noktalarımızı görüp tedbirler almak, kadromuzu sağlıklı biçimde belirlemek için mi?

                                      ***

Bitmedi?

Ey futbol ulemaları!

Hanginiz bana Almanya'ya gitmeden Milli takımımızın şampiyonada oynayacağı oyun kurgusunu anlatabilirsiniz?

Ben size Almanya'yı anlatırım...

Hollanda, İtalya, İngiltere, İsviçre, Belçika, Fransa'yı anlatırım...

Hatta Romanya, Hırvatistan, Danimarka'yı da anlatırım.

Ama Türkiye'yi anlatamam. Ortada yerleşmiş bir şey yok ki!

Şimdi benden Montella'ya nasıl "olumlu" bakmamı bekliyorsunuz?

Hadi bundan vazgeçtim...

Gürcistan ve özellikle de Portekiz maçlarında Türkiye, nasıl bir taktik anlayışla mücadele etti?

İzlediniz..

Bari bunu söyleyin...

Söyleyemezsiniz, olmayan birşey nasıl söylenebilir ki?

Gruptan çıkmak için bir "stratejisi" neydi Türkiye'nin, her maçı kazanmamız kolay olmadığına göre...

Bir takım "ince hesaplarımız" var mıydı?

Mesela Portekiz'den "az gol yememizin" ileride işimize yarayacağını, en kötü grup 3.'sü olarak turu geceçeğimizi düşündüğümüzü maçı izlerken hiç hissettiniz mi?

Olmayan şeyi nasıl hissedebilirsiniz ki?

Ama siz koruyup, kollamaya devam edin.

                                              ***

Lütfen bundan sonra yapmayın bari. 

Hatalı birini savunmayın... 

Zorlamayla olmaz... 

Çünkü, Montella Portekiz maçında külliyen hatalıydı. 

İlk 11'ri yanlıştı...

Oyuna müdahaleleri yoktu. 

Rakibe önlem almada ciddi hamlesi olmadı.

Değişiklikleri bile zamanında yapmadı.

Çoğunlukla seyretti maçı bizim gibi...

Bunlara rağmen adam "İyi oynadık" diyebildi...

Haaa... Unutmadan söyleyeyim.

Biz takım olarak Gürcistan karşılaşmasında da iyi değildik.

Oyunda değil, sadece "Gollerde" vardık!

Son dakikalarda golleri yemekten mucize eseri kurtulduk...

Şans bizden yanaydı.

Hala beğenmemi mi bekliyorsunuz Montella'yı!

Geçiniz!

                                             ***

Şimdi gelelim işin en can alıcı noktasına...

Yapay bahaneler üreterek Montella'yı savunanlara bir kaç sözüm daha olacak...

Biliyor musunuz, bu en çok Milli takıma zarar verir!

Çünkü, "hata yapmadığını" sanır!

Doğru yoldayım diye düşünür.

Ve Çekya maçında da bildiğini okumaya devam eder.

Bu da Almanya'da Milli takımımızın iflasına sebep olabilir.

Genç ve yetenekli jenerasyon büyük şoka uğrar, yara alır.

Transferleri bile sekteye uğrayabilir.

Bunlar birer acı gerçek...

Bu nedenle, Montella'yı poh pohlamayı bırakın, adam hatalarıyla yüzleşsin. Çekya maçına sağlıklı bir kafayla hazırlansın!

                                                   ***

Zeki ve yetenekli, pırıl pırıl gençlerden kurulu yeni jenerasyonumuzu hiç kimsenin bu denli hasara uğratmaya hakkı yoktur!

Milli takımımızın geleceğini karartmayalım...

Jenerasyon (yeni kuşak) denilen şey öyle zırt diye ortaya çıkmaz.

Yıllarca bu gençleri beklediğimizi unutmayalım.

Milli takım şahısların değil, milletin malıdır!