SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
AZİZ YILDIRIM'DAN AÇIKLAMALAR (5)Yıldırım: Son günlerde, her ne hikmetse odamda benimle çay-kahve içip sohbet etmek istediklerini söyleyenlere, benim nasıl dik durduğumdan dem vuranlara, sıklıkla tesadüf edilmektedir.
Şu husus herkes tarafından bilinmelidir ki; Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Spor Kulübü, bu yapılanları asla unutmayacaktır. Bu davanın ve bu operasyonların "ŞİKE" davası olmadığını haykıran bizler, aslında yine bu davanın aktörleri tarafından birçok kez doğrulandık ve teyit edildik. Ama inanın hiçbirisi Savcı Mehmet Berk'in şu açıklamaları kadar aleni olmamıştır:
Sayın Savcı Berk, görev ve yetkileri elinden alındıktan sonra bakın neler demişti: "Ben cemaatçi değilim. Olsam Ali Koç ve Murat Özaydınlı'yı almaz mıydım?" Yani Sayın Savcıya göre insanların "alınması" (Bu alınmada ne demekse, bu bir hukuk adamına ne kadar yakışıyorsa) için elde delil olup olmaması önemli değildir, önemli olan hedef gösterilen şahısların birileri tarafından alınmak istenmesinin yeterli olmasıdır. Ve ne ilginçtir ki; bu Cumhuriyet savcısı, yargı ve adam almakla ilgisi olmaması gereken bir oluşumu ya yakinen tanımakta yada bu oluşumu açıkça töhmet altında bırakmaktadır. Yani ya dolaylı ikrarda bulunmakta ya da iftira suçu işlemektedir.. Savcı devam ediyor: "Yasa çıkmasaydı, Aziz Yıldırım'ın ifadesini alıp bırakacaktık", "Ben Balyoz 'da da çalıştım. Şike davasını açtığımız zaman bunun da Balyoz gibi 3-4 ay konuşulup biteceğini sandık. Ama yanılmışız. Bunun böyle bir noktaya geleceğini hiç tahmin etmedik." İşte bu suçüstüdür. Daha davayı açarken ne olacağını bildiğini ağzından kaçıran, 3-4 ay konuşulup unutulacağını sanan ama gördükleri direnç karşısında olayların bu noktaya geldiğini itiraf eden bir hukuk adamının, hukuku nasıl bir kenara bıraktığının ve bu operasyonun şike değil, Balyoz ve Ergenekon operasyonları mantığıyla yürütüldüğünün açık kanıtıdır. Bir diğer kanıtı da bu "Alınma" tehditlerinin, Sayın Başbakanımızın deyimiyle TC Başbakanını bile tehdit edecek boyut ve keyfiyete ulaştığı gerçeğidir. İşte bu yüzden Genel Kurmay Başkanı'nın "terörist" suçlamasıyla cezaevinde yatmasına şaşırmamak gerekir. Zira adaletin geldiği nokta; "Neyle suçlandığın değil. Kim tarafından suçlandığına" gelmiş, getirilmiştir. Ülke ve Devlet menfaatleri uğruna hizmet eden kişileri, görevlileri kendi tabirleriyle "aldırmak" noktasına gelen bu zihniyetle, TC Hükümeti'nin verdiği mücadeleyi ve aldığı kararları sonuna kadar destekliyorum. Ve desteklemeliyiz.. Savcı Mehmet Berk'in itirafları, bu konudaki tek örnek de değildir. Sürecin başından beri bizler ve Fenerbahçe hakkında ağıza alınmayacak ithamlarda bulunan, bizleri "Ergenekon örgütünün kasası" olarak gösteren 3 Temmuz zihniyetinin bazı temsilcileri, her nedense şimdilerde farklı, ilginç söylem ve iddialarda bulunmaktadırlar. Son günlerde, her ne hikmetse odamda benimle çay-kahve içip sohbet etmek istediklerini söyleyenlere, benim nasıl dik durduğumdan dem vuranlara, sıklıkla tesadüf edilmektedir. Şimdi soruyorum, topluma delikanlılık ve adamlık dersleri vermeye kalkanlar neden ben cezaevindeyken başka, dışarıdayken başka konuşmaktadırlar? Çektiklerimizi, bize bu yaşatılanları unutacağımızı mı sanmaktadırlar? Ya da hakkımızda 1 yıldır yürüttükleri linç kampanyalarının hesaplarının yargı önünde sorulmayacağını mı düşünmektedirler? Ancak bütün bunlara rağmen içlerinden bazıları manidardır. Ve aynı Mehmet Berk'in itirafları gibi dikkate alınmalı ve hatta derhal haklarında yargı süreci başlatılmalıdır. Bakınız Doktor Ahmet Çakar ne diyor ? YAZI... Bu yazı bir suç ihbarıdır. Yazarın açıkladığı ve bildiğini iddia ettiği hususlar derhal araştırılmalıdır. Şahıs tüm soruların cevaplarını bildiğini ama korktuğu için bunları açıklayamadığını beyan etmektedir. Şimdi polis ve savcıların bu yazı karşısında alacağı tutum tarafımızdan merakla takip edilecektir... Kanaatimce bu suç ihbarı niteliğindeki açıklamalar hakkında bu tarihe kadar işlem dahi yapılmaması, tek hedefin Aziz Yıldırım ve Fenerbahçe Spor Kulübü olduğunu bir kez daha açıkça ortaya koymaktadır. Bakınız açıklamalarda, bildiğim her şeyi açıklamam, diğer kulüplerin ve yöneticilerin tüm suistimal ve suça konu eylemlerini anlatmam tavsiye edilmekte, "spor abiliği yapmam" istenmektedir. Öncelikle belirtmeliyim ki Aziz Yıldırım bu açıklamaları yapan şahıs kadar bir bilgiye de sahip değildir ve bu konulara ait araştırma ve soruşturma yetkisi şahsıma değil, TC Savcılarına aittir. Bu nedenle bende ancak sahsıma ait bölümü üstleniyor ve bu açıklamaların ihbar kabul edilerek suç duyurusunda bulunuyorum. Aziz Yıldırım'ın Temiz Futbol için elinden geleni yaptığı 16.Ağır Ceza Mahkemesi tutanaklarından ve her fırsatta reddedilen taleplerimiz ile de sabittir. Bizler yargılamanın karar aşamasında dahi yargılamamızın ve tahliye sürecimizin uzamasını dahi göze alarak, "Tevsi-i Tahkikat" yani "Yargılamanın Genişletilmesi" yolunda Sayın Mahkemeden 13 başlık altında talepte bulunduk. Aslında bu 13 talep bizim için değil ama Türk Futbolu açısından büyük bir fırsattı. Biz bu talepler tahtında, mahkemeden; Soruşturmayı yapan Savcı Mehmet Berk'in duruşmalara katılmasını istedik. Reddedildi.
İLGİLİ HABERLER
|