İPEK SOYLU İÇİNİ DÖKTÜ!..

6 yaşında Adana Tenis Kulubü’nde, ailemin yönlendirmesiyle tenise başladım. Ailemin sporun içinde olması gerçekten çok yardımcı oluyor bana. Beni daha iyi anlayıp, gerektiğinde fikirleriyle yol gösterebiliyorlar.

Nasıl bir çocukluk geçirdin, aile yaşantın nasıl?

Çok sosyal bir çocuktum. Tenisle beraber bale yaptım 3 sene, resim çizerdim, yarışmalara katılırdım. Genelde okul dışında kalan zamanda tenis kulübünde zaman geçirirdim. Çok güzel bir arkadaş çevrem vardı, hala da birbirimizi görüp sık sık vakit geçiriyoruz. Biz aile olarak her zaman birbirimizin yanında olup, birbirimize sahip çıktık. Bu hayattaki en büyük şansım ailem.

Sporcu olmak çok çalışmayı gerektiriyor. Hiç tenisi bırakmayı düşündüğün oldu mu özellikle yoğun antrenmanlar sonrası?

Bunu işim olarak görüyorum ve biliyorum ki ne kadar çok emek verirsem karşılığını bir o kadar fazla alacağım. Her gün mükemmel hissetmiyorsunuz. Her gününüz farklı olabiliyor. Buna rağmen o gün yapabileceğimin en iyisini yapıyorum.

Antrenman programın ağır mı?

Haftada 6 gün antrenman yapıyorum. Günde 6-7 saati bulabiliyor. Ağırlıklı olarak kortta oluyorum geri kalan zamanda fitness.

Spor ve eğitim hayatını birlikte yürütmeyi başarabiliyor musun?

Türkiye'de bence önde gelen sorunlardan biri bu. Tenis bireysel bir spor ve bir süre sonra artık kortta geçirdiğiniz zamanın önemi çok artıyor. Daha fazla antrenman gerekiyor. Eğitimsiz sporcu olmaz. Bu yüzden eğitimime devam ediyorum. Bu konuda okulum bana çok destek oluyor. Okulların spora yatırımda bulunması ve desteklemesi bence çok önemli. 

Hayatının dönüm noktası olarak gördüğün bir olay var mı ?

Son kazandığım şampiyonluk, yani ABD Açık Çiftler şampiyonluğundan sonra benim için yeni bir dönemin başladığına inanıyorum. Beni daha çok motive eden, çalışmaya iten bir şampiyonluktu.

 Amerika'daki turnuvayı biraz anlatır mısın? Bu başarıyı bekliyor muydun?

Elbette küçükler kategorisindeki son turnuvamı şampiyonluk alarak bitirmeyi hedefliyordum. Teklerde hedefim çok daha büyüktü fakat bu sene şansızlık yaşayarak ilk turda kaybettim. Çiftlere daha çok konsantre olup partnerim Jil Teichmann ile çok iyi uyum sağladım Çok güzel maçlar oynadık her maçtan keyif aldık ve 5 maçlık galibiyet sonrası kupayı kaptık, bu ilk oldu umarım son olmaz.

Grand Slam kazandın bu çok büyük bir başarıydı. O an neler hissettin, düşüncelerini, hislerini kimlerle paylaştın mesala ?

Maç bittiğinde omuzlarımdan bir yük kalkmış gibi hissettim. Bir hedefim vardı ve bunu başardığım için gerçekten çok mutlu ve gururluydum. Başarımı ilk orada yanımda olan annem ve hocam ile paylaştım. Kupayı töreninden sonra da babamla telefonda konuştum.

 Türkiye'ye döndükten sonra hayatında neler değişti?

Başarıya olan ilgi gerçekten çok güzeldi. Basında bu kadar yer alması çok şaşırttı beni. Umarım insanlar bu spora daha çok yatırım yapar ve insanların ilgisi daha da artar.

 İpek Soylu bu başarıyı nasıl elde etti. Çok mu çalıştı ya da çok mu yetenekliydi. Sence başarı için neler gerekli ?

Küçük yaşlardan beri sporcu disiplinine sahip bir sporcuydum zaten. Profesyonel olma yolunda bu disipline sahip olmak çok önemli. Hayatınızı işinize göre programlamak gerekiyor. Yetenek tek başına bir yere kadar götürebilir bence. Çok çalışmak ana anahtardır. 

 Wimbledon'da oynamak nasıl bir duygu, daha önce hayalini kurmuş muydun?

Wimbledon'da ilk kez 3 sene önce gençlerde yer aldım. Ve hayatımın en güzel turnuvasıydı diyebilirim. O heyecan, o atmosfer, duygular… Çok güzeldi gerçekten. Her Grand Slam ayrı güzel fakat Wimbledon hep benim için ayrı bir yerde kalacak. Önümüzdeki sezon büyüklerde Wimbledon'da yer almak istiyorum.

 Hedeflerinin büyümesi üzerinde baskı yaratıyor mu ?

Hedeflerimiz bizi korkutmuyorsa yeterince büyük hedefler koymuyoruz demektir. Hedeflerim büyük, kendime ve oyunuma güveniyorum. Çok çalışmaya devam ettiğim sürece baskıyı üzerimde hissetmiyorum.

Önünde uzun bir spor hayatın var. Kısa, orta ve uzun vadede hedeflerin neler? 

İlk hedefim öncelikle önümüzdeki sezonda Grand Slam elemelerine katılabilmek. Arayı açmadan dünya sıralamasındaki yerimi yükseltmek istiyorum. Ana hedefim ise dünya sıralamasında ilk 10’da yer almak. Grand Slam kazanabilmek.

Uğura inanır mısın, Maça çıkmadan bir uğurun var mı?

Totemim yoktur fakat genelde belli bir rutinim vardır. Onu her gün maçtan önce, maç içerisinde uygulamaya çalışırım.

İpek Soylu nasıl bir tenisçidir, kendini nasıl tanımlarsın?

Oyun tarzım agresiftir. Baskı kurmayı, oyunu kontrol etmeyi severim. Forhandim en güvendiğim vuruşumdur. Çalışmaktan keyif alırım, kendimi, limitlerimi zorlamayı severim.

Örnek aldığın sporcular var mı? Varsa kimler?

Roger Federer ve Maria Sharapova. Bir de geçtiğimiz günlerde tenisi bırakan Çinli sporcu Li Na.

Maria Sharapova’ya benzetiliyorsun. Senin için “Boğaz’ın Sharapovası” deniliyor…

Sharapova’nın oyun tarzını seviyorum. Kendisi dünyadaki en iyi sporculardan biri. Zaten Sharapova gibi en üst seviyedeki sporculardan örnek alınması gereken çok şey oluyor. Fakat ben farklı biriyim ve kendi oyun tarzım, kişiliğim var. Sharapova, dünyanın en iyi bayan tenisçilerden ve kort içine hakim olduğu kadar kort dışına da hakim. Dediğin gibi Sharapova örnek aldığım bir sporcu.