SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
ARTUN TALAY'A KULAK VERİN!..Atletizm dünyasının emekçisi antrenör Artun Talay, bu spor dalının popüler hale gelip kitlelere yayılabilmesi için ilginç bir öneride bulundu...
Artun Talay, tam bir atletizm emekçisi…
Varını yoğunu, atletizm için harcayan birisi… İyi de arkadaşım… Geçen gün çok ilginç şeyler anlattı bana. Sizlerle paylaşmak istedim. Talay şöyle diyor: “Ülkemizde milyonlarca insanın milyonlarca arabası var. Bu insanlar arabalarını seviyorlar ve arabalarına binince radyolarını açıyorlar. Radyo günümüzde hala çok güçlü bir iletişim aracı. İnsanlar çoğunlukla radyoyu arabalarında ve iş yerlerinde dinliyorlar. Evlerinde de televizyon seyrediyorlar. Ama bazı ev hanımları mutfakta radyo dinlemeyi yemek hazırlarken tercih ediyorlar. Zaten canı sıķılan insanlar radyodan yararlanırken müzik yayınlarını tercih ediyorlar. En sevilen parçalardan oluşan yayın portföyüne sahip radyoların çok dinleyicisi oluyor. Çünkü insanlar radyoyu araba içinde oldukları süre içinde dinleyeceklerinden kısa ve hoşlarına giden şeyleri dinliyorlar. Kimse arabadan indikten sonra hala devam edecek uzun bir konuşmayı, tartışmayı radyoya takılıp dinlemek istemiyor. Çünkü geleceği yerde radyosunu kapatıp aracından ineceği için sonunu dinleyemeyeceği şeylerden uzak duruyorlar. Bunun için sevilen müzik parçalarını yeğliyorlar. “Müzik parçası bitiyor ve kısa bilgi olarak örneğin "3 adım atlamanın atletizmin bir dalı olduğunu biliyor muydunuz diye soruluyor" ve tekrar müziğe dönülüyor. Kısaca kimse sıkılmıyor,kimse kanal değiştirmiyor ve müzikle atletizm eğitimi iç içe geçmiş oluyor. Şöyle bir düşündüm de atletizmle ilgili üç yüze yakın kısa bilgi verilebilir. Dallardaki atlayış atış sayıları, dallardaki fodepar sayıları, atma atletlerinin ağırlığı, engellerin yüksekliği, engel sayıları, başarılı atletlerimizin başarıyı elde ettiği yıl, yer ve derecesi ve daha neler neler… “Bu radyo ağırlıklı olarak 15- 25 yaş gruplarına seslenirken , ikinci bir radyoda 8-14 yaş gruplarına hitap eden yayınlara ağırlık vermelidir. Yaşı kaç olursa olsun, dinlemek isteyenler de istedikleri radyoyu tercih edebilir. “Neden bu yaş grupları?” diyecek olursanız, nedeni gayet açık…Dünyanın ve ülkemizin geleceği çocuklar ve gençlerin ellerinde… Bu nedenle atletizmi kitlelere sevdirip tanıtmanın en etkin yolu çocuklara ve gençlere seslenen atletizm radyolarından geçmektedir. Böylece geleceğin kuşağı olan çocuklar ve gençler; müzik dinlerken atletizmi öğrenip , benimseyecekler ve hemen olmasa bile bir yıl sonra yavaş yavaş atletizmi seveceklerdir. Atletizm bilmeden sevilmez. Her gün, bir gün önce radyoda aktarılan bilgilerden oluşan ödüllü yarışma soruları müzik aralarında sorulacak, insanlar bu ödülleri alabilmek için radyoya bağlanacaklardır. Her radyonun soruları yaş gruplarına göre ayrılmış olan radyolardan duyurulacaktır. Ödüller kargoyla kazananların adreslerine postalanacaktır. Ödüller arasında şapkalar, tişörtler, formalar, atletizm eğitim setleri, eşofman, ayakkabılar,Türkiye birinciliklerine atletizm federasyonunun davetlisi olarak katılma, bazen de yurt dışı yarışmayı kazanan milli takımla gidip gelmesi şeklinde olabilecektir. Artun konuşmasını heyecanla sürdürdü: “Amaç bir yıl içinde bir milyon yeni atletizm sever olmalı, on yıl son ise atletizmin çok önemli sempatizan kitlesi olabilecektir. Kaç on yılı akılsızca heba ettiğimiz ortada. Atletizm için yeni ve etkili bir şeyler yapmalıyız . Düşünün, atletizm radyolarını izleyen kitleler bir yıl sonra bir milyona ulaştığı an, bu kez daha farklı bilgiler vererek müzik yayınları sürdürülür, bir milyon kişinin izlediğini gören sponsorlar bu radyoları desteklemek kararı alırlar… O zaman bilgi yarışması ödülleri olarak , çamaşır makinesi, buz dolabı, televizyon, bulaşık makinesi, bilgisayar, telefon, elektrik süpürgesi verilir. Bu hale gelince bu radyoları izleyenlerin sayısı kısa sürede 10 milyonu bile geçebilir… 19.yüzyılın ilk yıllarında Amerika’da reklamcılık yeni gelişiyordu. Bazı dergilerin on bin civarında aboneleri vardı. Bu dergiler aileye seslenen dergilerdi. Tirajı bin bile olmayan bir dergi sahibi olmadık bir şey yaptı. Kendi dergisinin reklamını rakip tirajı on bin olan dergilere verdi. Tirajı büyük bu dergiler 50 sente satılıyordu. Dergilere şu reklamı verdi: Size daha kaliteli dergiyi ben 10 sente vereceğim. Gelin on beş gün sonra benim dergime abone olun…". Çoğu kişi onun bu reklamını alaya aldı. İflas edeceğini, öbür dergilere hem de rakibi olduğu dergilere verdiğini saçmalık olarak gördüklerini söyledi. Ama bir yıl sonra tüm bu görüşler çöpe giderken, kırk bin abonesi oldu ve rakipleri havlu attılar. İşte atletizmin bu tip değişik bir atılımla Türkiye'de kitlelerin gönlüne girme şansı olacaktır!..” Ne dersiniz; Artun Talay haklı mı?
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|