SON DAKİKA
YABANCI SORUNU GİDEREK BÜYÜYECEK
PROJESİZ BAŞARI OLMAZ!
AVRUPA LİGİ STATÜSÜ NASIL?
BAŞKAN ADAYLARI MUTLAKA OKUSUN!
ANTRENÖR SORDU, GAZETECİ CEVAP VERDİ!..Bu defa tersi oldu. Atletizmin duayen ismi Artun Talay, gazeteci ve Spor Yazarı Yusuf Yalkın'a sordu. Konu, bir zamanlar alt yapıda bir numara olan hentbol federasyonunun örnek projesinin atletizme uyarlanıp uyarlanamaması. Okuyun bakalım...ARTUN TALAY SORDU, Artun Talay olarak “Tribünlerin doldurulması ve dahası” başlıklı bir yazıyı kaleme alırken, duayen bir spor yazarının sözlerinden yola çıktım… Bu yazıyı “Türkiye’de neler yapılmış da haberimiz olmamış?” diye ilgiyle okuyacaksınız. 1990’lı yıllarda 8 yıllık bir projenin meyvesi alındı ve hentbol, önce voleybolu geçip sonra da basketbolun ensesine dayandı… Hentbol Federasyonu’nun o dönemki Asbaşkanı ve proje uzmanı Duayen Gazeteci Yusuf Yalkın konuyla ilgili olarak bakın neler söylüyor: "Amerika'yı yeniden keşfetmeye gerek yok… Şu an genel müdürlüğün tozlu raflarında duran bir “Yıldızlar Projesi” var. İşte gerçekler orada yatıyor… Anlatacaklarımı atletizme uyarlasanız kendinizin bile şaşıracağı noktalara gelirsiniz. Size gidin sponsor bulun demiyorum… Sponsoru şu dönemde kim kaybetmiş ki atletizm bulsun? Ama eldeki gerçek bütçeyle hangi doğru işleri yaparsanız, sonuca ulaşabileceğinizi anlatacağım… 1990'larda hentbol için çıkış yollarını şunlara dayandırdık: “Önce hentbol için sporcu kaynağı sorununu çözdük, hentboldan gelen müdür ve öğretmenlerin hangi okullarda olduklarını saptadık. Ancak, ulaştığımız sayı proje için yetersizdi. O zaman yöntem değiştirdik. Okullarda Basketboldan gelen müdür ve öğretmenlerin çok sayıda olduğunu gördük. Onlara şu ikna edici cümleyi söyledik; (basketbol şu anda sizi paydaş olarak görmüyor. Siz de gelin yeni hentbol projesinde bizimle beraber olun) dedik. Bir buçuk ayda Türkiye'de 150 okul müdürü (benim okulumda bundan böyle öncelikli spor dalı hentboldur) dedi. O zaman atletizm olarak birinci yapmanız gereken şey, önce atletizmin içinden gelen okul müdürü ve öğretmenleri saptayıp onlara ulaşın, sonra da sayı yetersiz kalırsa bilin ki, okul müdür ve öğretmenlerinin çoğu basketbol ağırlıklı… Onları ikna edin anlaşın. (BASKETBOL SİZİ PAYDAŞ OLARAK GÖRMÜYOR, SPORLARIN ANASI OLAN ATLETİZMDE BİZİMLE BERABER OLUN) deyin. Biz 150 okul bulmuştuk. Siz atletizm için daha fazlasını bulabilirsiniz… Dönelim hentbolda yaptıklarımıza… Okulların öğretmenleri için antrenör kursları açtık ve bu öğretmenleri antrenör olarak hazırladık! Sizde ikna ettiğiniz öğretmenler için antrenör kursları açın onları yetiştirin.” Yalkın şöyle devam ediyor: “Hentbolda altyapı anlaşmalarını yaptıktan sonra üst yapı faaliyetlerine yöneldik. 150 okulun bulunduğu illerin Gençlik Spor İl Müdürü’ne gittik, durumu onlara anlattık. Gençlik Spor İl Müdürleri bizi dinledikten sonra “benim ilimde bundan böyle öncelikli spor dalı hentboldur” dediler. Bunun sonucunda bütün tesisler ve kaynaklar öncelikli olarak hentbola kullanıldı… Biz, 30 il müdürünü ikna ettik… Siz atletizm olarak daha fazlasını ikna edin ve anlaşın. Sonra durumu gidip dönemin Spor Genel Müdürü Kemal Kamiloğlu’na anlattık. O da “Merak etmeyin Ben bu projenin arkasındayım, durumu Sayın bakana anlatacağım” dedi. Gaziantep'te 1 yıl içinde 120 takım oluştu… Yoğunluk nedeniyle hentbol antrenman ve maçları için açık alanlar da kullanılmaya başladı. Bu örnekler hızla çoğaldı. Akdeniz’de, Trakya’da, Karadeniz’de özellikle Trabzon'da, Rize'de, hemen her bölgede patlama oldu. Hentbola ilgi üst seviyeye geldi. Sporcular öğrenci ağırlıklı olduğundan, bütün anne ve babaları, velileri hentbol eğitim seminerlerine aldık bilinçlendirdik. Sertifika verdik. 30 ildeki yerel basının hentbol ile ilgilenmesini sağladık… Yerel basındakiler de dahil birçok spor yazarını hentbol kafileleri ile birlikte yurtdışına götürdük. Hentbolla haşır neşir olmalarını temin ettik! Bu nedenle, yerel basına önem verin; her yurtdışı seyahatine basından birilerini götürün, atletizm medyada çokça yer bulabilsin… Bizim insanlarımızın büyük beklentileri yok ama saygı ve ilgi görmek onlar için çok önemli. Medyaya atletizm olarak değer verdiğinizi hissettirin. Onları dönem dönem ödüllendirmeyi unutmayın. Hentbola dönersek “Eğitim ve Spor koordinasyonunu” okullar üzerinden yaptık. Tesis ,sistem ve kulüpleşmeyi de il müdürlükleri üzerinden yürütmeyi tercih ettik... Atletizme de bu yolu öneririm… Hentbolda o kadar yol aldık ki, tribünler doldu. Medya bizi destekledi. Sadece müsabaka yazısı değil, yorumlar da yazılmaya başladı. Böylece önemli firmalar hentbola ilgi gösterip destek de vermeye başladı, kulüpler de bu sayede güçlü takımlar oluşturdular. Projeler devamlılık ister. Başka birileri direksiyonun başına geçtiğinde, mevcudu geliştirmek, üstüne bir tuğla daha koymak yerine, her şeyi yıkıp yeniden yapmaya kalkarsa, çiviler yerlerinden kopar. Her şey alt üst olur. Emekleriniz zayi olur… Maalesef o kadar emek, alın teri boşa gitti… Hentbolun şu anki durumunu detaylı biçimde irdelemek eleştirmek şu ortamda bana yakışmaz… Ama gerçek olan şu ki, 1990'lardaki yüksek uçuşunu sürdüremediği ortada. Bir sezonda 50-60 kulüp hentboldan çekilebiliyor… Süper lig 8-9 takımla oynatılmak zorunda kalıyor... Neler neler... Anlatmakla bitmez... Neyse özetlersek, hentbolda sorunlar çok büyük… Dönelim yaptıklarımıza… Bizim dönemimizde başta Enka ve Yeşilyurt olmak üzere bir çok kulüp federasyonun alt yapı projesine çok büyük bir destek verdiler. Bu destekler sayesinde dir ki, hentboldaki alt yapı patlaması gerçekleşti. Tabii daha bir çok yenilik yapıldı. Hakemliğe büyük önem verildi. İnanmayacaksınız, o dönemde tam 4 çift uluslararası hakemimiz oldu. Dünyadaki önemli antrenör kurslarına en iyi antrenörlerimizi eğitim için yolladık. Bu antrenörlerimiz üniversitelere gidip hentbolu anlattılar. Üniversite, lise, ortaokul, ilkokuldakiler dahil herkes hentbol öğrendi. Öğrenci seyirciler salonu doldurdular. Öğretmenleri, il müdürlerini gerek yurtiçi gerekse yurtdışı müsabakalarına götürdük. Federasyon üyeleri olarak biz gideceğimize, onları ve teknik kadro ile sporcuları yolladık. Hentbol kalesinin ve topunun çok sayıda okula girmesini sağladık. Çalışmayan, uyum sağlamayan arandığı zaman ulaşılamayan İl Spor Temsilcileri’nin yerine çok çalışkan, çalışmaktan yorulmayan il ajanlarını devreye soktuk. Orhan Cürdaneli bunlara en iyi örnektir… Yukarıda anlattığım tüm çalışmaları azimli, kararlı, çalışkan genç kadrolarla yaptık. Okul, kulüp, il bazındaki çalışmalarla medya ile birlikte 8 yıl boyunca büyük çaba sarf ettik... O dönemlerde voleybolu geçtik, basketbolun ensesine dayandık. Bunları atletizmde sizler de yapabilirsiniz. Atletizm camiasına başarılar dilerim." * * * Yusuf Yalkın’ın anlattıklarından sonra şu soruları sorarak yazımı bitirmek isterim: Atletizm olarak 150 okul müdürü “benim okulumda öncelikli spor dalı atletizmdir” diyor mu? 30 İl Müdürü “benim için öncelikli spor dalı atletizm” diyor mu? En az 50 Spor Yazarı öncelikli spor dalı olarak atletizmi görüyor mu? Atletizmin başarısını yükseltmek için önce bizim 1990'lardaki gibi bir sistemi sekiz yıl boyunca yapıp geliştirmemiz gerekli... Gelecek yazıda İnşallah ilgili örneklerle konuyu desteklemek istiyorum. Merak ettiğiniz başka şeyler varsa, Yusuf Yalkın’ın facebook sayfasına girerek soru sorabilirsiniz… ARTUN TALAY 26.EKİM.2019
İLGİLİ HABERLER
İlgili Haberler
|